11 Ağustos 2021 Çarşamba

Aile Olmak!







Evlerin bir gizemi vardır, içinde neler yaşanır kimse bilemez yaşayanların dışında. Yaşayanlar da bildiğini sanır. O odalar, o kapılar, o duvarlar neler gizler… Evin içinde bile bölünmeler olur, taraflar seçilir. Ortada bir sır vardır, herkes bilir ama birbirlerinden saklarlar. Ya da ortaya çıkana kadar sakladıklarını sanırlar. Mesela bizim evimizde üç kız kardeş, anne ve baba arasında babam kendini hep yalnız hissederdi. Aslında kendi yalnızlığını demokrat görünümlü diktatörlüğüne borçluydu. Çünkü ona her şey anlatılmazdı, olay çıkarabilme potansiyeli fazlaydı. Babamın diğer ilginç yanı büyük olaylarda çok olgun davranmasıydı. “Babam duyarsa bittik “ dediğimiz şeylerde biz bitmezdik. Babam gerçekten baba olurdu.

Benim iş yerinde platonik tek taraflı, bir üst yöneticinin bana olan duyguları ve koruması, babamın arkadaşının düşüncesizliği yüzünden kulağına gitmişti. Aynı şirketten emekli olan babamın arkadaşı iş başındaymış meğer.

Bir babaya anlatılmayacak şekilde anlatmış aslını bilmediği uydurma hikâyeyi. İşten eve geldiğimde bambaşka bir baba vardı evde. Yüzüme bakmayan benimle konuşmayan. Annem’e sorduğumda öğrenmiştim, neden öyle davrandığını? Yanına gitmiştim korka korka, konuşmak istemiştim ama babam aniden kalkıp odasına kapanıp ağlamaya başlamıştı. Koskoca diktatör babam, “bana bunu nasıl yaşatırsın” diye ağlıyordu. Ne kadar anlatsam da inanmak istediğine inanmıştı. Ben de bir süre yeni evlenmiş olan ablamda kalmıştım. Çünkü bana duvar örmüştü resmen, yüzüme bile bakmıyordu. En kötü cezaydı bana göre… Aradan iki hafta filan geçmişti, ablamlarda barışmıştık, “bir daha sakın görüşme o adamla, hadi evine gel” demişti. Bende bir şey diyememiştim daha fazla, çünkü beyninde yarattığı senaryoya daha yakındı. Görüşmeme ihtimalim zaten yoktu, iş yerinde üst yöneticimdi. Aynı dönem işe girdiğim yakın arkadaşım imdadıma yetişip ona âşık olmuştu. Sonra da evlenmişlerdi. En azından onunla kahve içmeyi bırakıp, onu arkadaşımla evlendirmiştim. ) Babam bizimle ilgili hiçbir olumsuz hikâyeyi unutmadı, olmadık zamanlarda hep hatırlar ve hatırlatırdı. Kaosla besleniyordu çünkü. En sevdiği şey olmadık şeylerden sorun çıkartmaktı.

Ya da hayatımızı yerinden oynatacak kararlar almaktı. Aynı sene üç okul değiştirmiştim orta üçte. Çünkü babam öyle olması gerektiğini söylemiş ve şehir değiştirmiştik. En mutsuz senemdi. Sonunda pişman olup aynı yıl geri dönünce, üçüncü okuluma kavuşmuştum. Ama babam yakınmalarıma aldırmaz, “okuyacak çocuk her yerde okur” derdi. Şimdi aileler çocukların psikolojisini düşünürken çok gülüyorum. Bizim psikolojimizi bozmak için ellerinden geleni yapmışlardı ama yine de sağlam kalmaya çalışmıştık. Aynı aileden kardeş olarak aynı mı çıktık? Tabii ki hayır! Hepimiz farklı karakter olduğumuz için olaylar karşısındaki tutumlarımız da aynı olmadı. O dönemler kardeşliğin en güzel yanı olumsuz durumlarda bir olurduk. Her şeyi kendi aramızda konuşurduk, bazen kendi aramızda da ikiye ayrılır üçe bölünürdük. Her gün tarafımız değişebilirdi. ) Babam sadece idare ettiğimiz ya da ettiğimizi sandığımız kişiydi. Ama her şeyi de bilirdi. Ya da karşısına çıkardı sakladıklarımız. “Bir de kimse duymasın” olayımız vardı en komiği. Kendi aramızda konuştuklarımızı, hep böyle başlardık anlatmaya, sonra herkes bilirdi o konuyu. Nasıl hızlı bir şekilde yayılırdı, biz bile şaşırırdık. Kardeşler arasında kıskançlık duygusunu da yıllar sonra öğrenmiştim. Bizim bir yerlere gitme ihtimalimiz bile saklanmalı ve paylaşılmamalıymış. Çünkü bizim aile mutlu insan sevmiyormuş, hep sorunlu ve hüzünlü olmalıymışız. ) İnsan psikolojisinin çok kolay bozulup tamir edilebilen bir şey olduğunu sevgili ailem sayesinde anlamıştım. Şimdi annem ve babam yaşlandılar, ikisi de tekerlekli sandalyesiz gezemiyorlar, pandemi nedeniyle de daha çok koruma altındalar. Biz de onların biten hayatlarına ayak uydurmaya çalışıyoruz. Aile olmak güzel ama gerçekten bir aile olabiliyorsak değil mi? Sevgilerimle, Belgin Baykal

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...