14 Nisan 2019 Pazar

Erkekler Aldatmalı mı? Gerçekten!








“Aile terapisti Dr. Susan Mandel, “Erkeklerin aldatmakla 
ilgili sorunları şu: Erkekler kadınlar gibi ilişkilerde yapıcı ve iletişime yatkın değiller” diyor.

“Bunun sonucunda ise, ilişkilerinde yaşadıkları boşlukları
dışarıda başka kadınlarla doldurmak istiyorlar.” Çözüm iletişimde
gizli…” 

Bu yazıyı okuyunca şaşırdım doğrusu, erkekler üzerinde aldatma bir gereklilik sanki.
“Kendimi ifade edemiyorum, iletişim de kuramıyorum o zaman aldatmam kaçınılmaz.”
Gerçekten de iletişime yatkın değillerse başka kadınlarla iletişimi
nasıl sağlayacak. Yeni bir can, yeni bir kan iyi mi gelecek.
Bir yenisinde de aynı sorunu yaşadığı zaman diğerine mi geçecek.
Yani! Hayatı daldan dala atlayarak, arkasında bir sürü yaralı kalp
bırakarak mı geçecek.
Peki! Bu geçişlerde düşme yaşamayacak mı?
Sorunların üzerini örtüp diğerine gitmek bir erkeğe ne kazandıracak? 

Sadece erkeklerle bir araya geldiklerinde egolarını 
şişirecek hikayelerden ibaret olmak ya da işler kendi kontrolünden 
çıkarak yuvasının dağılmasına kadar gidecek.
Gerçeklerinde hep bir arayış, pişmanlık ve kendisinden memnun olmama hali olacak.
Son günlerde erkekleri anlatan bütün uzmanlar, bir belgesel sunar gibi anlatıyorlar.
“Erkekler avcıdır, avlarını yakalamak için türlü türlü yalanlar
söylerler, kendilerini olmadıkları gibi gösterirler.
Amaçları tamamen avlanmak ve çiftleşmektir.
Testosteronları, yani erkeklik ve iktidar hormonları fazla çalıştığı 
için aldatmaya çok yatkınlardır. Bir de çok eşli.
Beraber olduğu dişisi ona eski ilgi ve alakayı göstermiyorsa, 
hemen başka avlara çıkarlar ve kendilerini rahatlatmak için ona değer veren dişilerle beraber olurlar.”
Bir yandan dinliyorum, bir yandan okuyorum, bir yandan da gülüyorum bu olanlara. 
Erkekleri getirdikleri son nokta; amaçları sadece çiftleşmek olan ve
ihtiyaçları için yaşayan ruhsuz, aşksız ilkel insanlar.
Demek ki, aşk acısı çeken ve çektikleri acıdan dolayı geride bu 
kadar güzel eserler bırakan şairlerimiz, bestekarlarımız, 
ozanlarımız çiftleşemedikleri için mi yazmışlar çizmişler. 
Bu kadar basit mi düşünmüşler yani?
Erkekler kadınlardan daha çok aşık olurlar ve acı çekerler bunu kimse bilmez.
Bugünün ilişkilerini düşününce; artık erkekler kadınlardan bıktılar.
Kadınları elde etmek o kadar kolay bir hal aldı ki, hatta onlar
beğendikleri erkeğe kendileri teklif eder hale geldi.
Bu durumda erkekler aşklarını yaşayamaz oldular. Çünkü çokluk
onların avlanmalarını kesti. Hiç peşinden koşturmadan, kapısına
kadar kendi istekleriyle gelen kadınlara cinsellikten öte bir
duyguyla bakamaz oldular.
Artık erkeklerin günahını almayın boşuna.) Biraz rahat bırakın
kendilerine gelsinler, sizi elde etmek için çaba harcasınlar.
Eski şairlerimiz aşklarından ölüyorlardı çünkü kavuşamıyor ve
büyük hasret çekiyorlardı.
Onun için de sevdaları çok kıymetliydi. Bir de günümüze bakın!
Her dakika deli gibi bir iletişim. Bir yerden kapasan diğer yerden 
baş gösteriyor. 24 saat göz hapsi. 
Kiminle görüştün?
Kimi araştırdın?
Kimi merak ettin?
Kimin paylaşımını beğendin? Kavga sebebi oldu.
Ayrılsan her yerden sil, resim kaldır, bağlantıları kes! Büyük zaman kaybı.
İki taraf uzun yıllar ilişki yaşamış gibi yorgunluk içinde ayrılır.
En uzunu 5 yılı geçmez o ayrı.)
Herkesin ilişkilerini gözden geçirip bir şeyler yapması gerekir.
Hayat sosyal medyadan ibaret değil. 


Belgin BAYKAL


Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...