Büyük bir yüreklilik gösterip bütün televizyon kanallarının haber programlarını gezerken, değiştiremeyeceğim şeylerin bende bıraktığı ruhsal çöküntüyü fark ettim.
Haber değeri taşıması açısından, insanların en mahrem, en dramatik, en dokunulmaz yanlarını göz önüne sermek ve bunları yayınladıkları için ödüllendirilmek habercilik oldu.
Bunları izlemek ve yorum katmak; onların reytinglerini artırarak daha yaralayıcı, daha kanlı, daha vahşet içeren haberleri bizler için büyük bir iştahla aramalarına yol açmamızı sağladı.
İzlediğiniz dizilerden ve programlardan şikâyet etmeyin!
Hepsi bizlerin sayesinde ekranlarda sürekliliğini sağlıyor.
Daha gerilere gittiğimiz zaman, gazetelerin 3. Sayfa haberleri büyük dramatik sahnelere yer verirdi.
Hala da öyle…
Günümüz teknolojisi artık gazetelerin yerini bilgisayarlara bıraktı.
Hepimiz elimizdeki teknolojik sistemlerden olanı biteni anında takip edebiliyoruz.
Sokaklara, caddelere yerleştirilen kameralar ve gönüllü muhabirler sayesinde kazalar ve insan ölümleri artık engellenmeksizin habercilik adına servis edilmeye başladı.
Haberciliğin en üzücü yanı, sizin onayınız bile alınmadan bu acılı haberleri paylaşmak.
Kendinizden düşünün; bir yakınınız trafik kazası geçiriyor ve sizi olay yerine apar topar çağırıyorlar.
Haberi alır almaz ne ile karşılaşacağınızı bilmediğiniz bir ruh haliyle olay yerine gidersiniz.
Bir yığın gazeteci bu kazaya tanık olur ve büyük bir sabırsızlıkla sizi beklerler.
Olay yerinde yakınınızın en dramatik şekilde öldüğünü öğrenirsiniz, işte haberler o sırada başlar.
Sizin o haliniz, o çığlıklarınız ve size sorulan o saçma sapan sorulardan beklenilen cevap, başkalarının evlerine tüm olumsuzlukları ile yansıtılır.
Sizin izniniz bile alınmadan kamera kayıtlarında bulunan o yayın, televizyondan aralıksız gösterilir.
Zamanla bu tarz haberleri izlemeye alışırsın.
O haberi izlemenin bize nasıl bir katkısı olabilir?
Acılarını paylaşmış mı oluruz?
Yoksa acılarına acı mı katmış oluruz?
Bu tür haberlerin, acılı aileyi ve izleyenleri üzmemesi adına haber başlığı şekilde verilmesinden yanayım.
Bunları izleyen ve olumsuzlukla beslenen insanlarında suç işleme potansiyellerinin artabileceğini düşünmeden geçemeyiz.
Bu şartlarda haberleri izlerken de seçici davranmalıyız.
Nasıl eşimizi dostumuzu seçerken daha az zarar göreceğimiz şekilde önlemler alıyorsak, haberlerde ruhumuza direkt işleyen bambaşka bir mekanizma olarak hayatımızda yer alıyor.
Kötü haberciliğe hayır!
“Bana güzel şeylerden bahset mesela, boş ver haberleri” demeyeyim!
Sevgiyle Kalın
Belgin BAYKAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder