29 Eylül 2021 Çarşamba

O'nun Hikayesi



Ailelerin uygun gördüğü bir evlilikti Elif ve Yılmaz'ın beraberliği. Kendi aile kültürlerine göre yaptıkları düğün sonrasında onlar da yuvalarını kurmuşlardı.

Düğünde takılan altınlar boşa gitmesin diye balayı da yapmamışlardı. Ama hayat sen planlarını yaparken, onun da başka planlarını sunduğu bir alemdi. Elif, nişanlılık döneminde başladığı, yaşadığı streslerden sandığı mide ağrıları çekiyordu.

Geçeceğini düşündüğü sancıları, evliliklerinin 10. Gününde onları hastanenin aciline getirtmişti.

Birçok tetkikten sonra mideden olmadığını, safra kesesinde oluşan taşlardan olduğu ortaya çıkmıştı.

Acil ameliyat edilmesi gerçeğiyle yüzleşmişlerdi. Sosyal sigortaları olmadığı için özelde ameliyat olması gerekiyordu. Yılmaz, bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. Annesiyle konuştuktan sonra Elif'e, "bu evliliğin kendisine iyi gelmediğini ve bu hastalık masraflarıyla da uğraşmak istemediğini" söylemişti.

Elif çektiği dayanılmaz sancının yanında böyle bir tepkiyi hiç beklemiyordu. Şaka filan mı diye düşündü ama Yılmaz son derece ciddi bir şekilde boşanmak istediğini söylemişti. Elif, ailesini aramış ve olan biteni anlatmıştı. Kızlarının o ailede daha fazla tükenmesine izin vermeyen ailesi, düğünde takılan altınların bile bir kısmını alamadan evliliklerinin iptalini talep ederek ayrılmalarını gerçekleştirmişti.

Hayatının en hızlı ve anlaması güç bir dönemini 20 gün içinde yaşamıştı. Elif, şimdi oturduğum yere yakın bir mekânda garsonluk yaparak çalışıyor. O olaydan 1 yıl sonra safra kesesini Devlet Hastanesinde aldırmış ve çalışma hayatına geri dönmüştü. En azından kendi taraflarının taktığı altınları alabilmek için maddi manevi dava açmış, sonuçlarını bekliyordu. Tesadüfen hikayesini dinlemek bana nasip oldu. Hayretler içinde dinlediğim, hâlâ şaşırdığım bir hayatın içinde olmak utandırdı beni. Kadınları bu kadar değersizleştirmek, ticari bir alışveriş gibi düşünmek ne kadar onur kırıcıydı. Elif mutluydu, ailesi ona sahip çıkmış ve yaşadıklarını unutturmuştu resmen.

Bu hikayeyi gülerek anlatıyordu. Gülen insanların gizli yaralarının olduğunu bilirim, onun için çok inanmadım gülüşüne. Kim bilir ne çok Elif'ler var hayatımızda. Aklıma son zamanlarda çok rastladığım bu cümle geldi.

"Kadınlar, kötü yetiştirilmiş erkeklerin rehabilitasyon merkezi değildir"

Gerçekten de durum tam olarak bu… Lütfen kendinizin öz değerini, size değer vermeyen erkeklerle harcamayın. Hiç kimse sizden daha özel değil! Sevgilerimle, Belgin Baykal

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...