Olumsuz haberlerden, yaşadığımız dünyanın içine edilmesinden,
İnsan olarak hiçbir şekilde düşünülmemekten, üvey evlat muamelesi görmekten.
Sadece "Şükret, bunu bulamayanlar var ya da onların içinde
sen de olabilirdin?” sözlerini duymaktan karıştım.
Bir sürü masum insanın yok yere can vermesi, başkalarının
günahlarını çekmesi benim acımı dindirmiyor.
Belki gittikleri yer buradan çok daha iyi ama geride bıraktığı
insanları teselli etmeye yetmiyor.
Onlarsız geçen hayat ve yokluklarına alışmak ne kadar kolay
olabilir ki?
Bir de ölüm nedeni haince bir saldırı olunca!
Kalan ne yapacak?
Koca bir hayatın, beraberliğin, emeğin ve sevginin ardından nasıl
tutunur insan?
İyi ki "Şehit oldu" diyebilir mi? Ya da vatan millet sağolsun?
Hangi söz teselli eder bu acıyı?
Şehit olunca onu bir daha görebilecek mi?
Yeniden sarılıp kokusunu hissedebilecek mi?
Yarım kalmış hayatını, geri de bıraktıklarını düşününce, nasıl
sevinir insan bir ölüme?
İnsanların gittikçe duyarsızlaşması, değerlerini kaybetmesi,
yozlaşması; bütün dertlerinin para kazanmak ve daha iyi hayat
yaşama çabası içinde olması işimizi daha da zorlaştırıyor.
"Biliyor musun? Çok üzüldüm yine şehit var!
Yine saldırı olmuş bir sürü insan ölmüş! Vah vah! Nerede, nasıl?"
Arkadaşlarla buluşulur, selfiler çekilir ve paylaşılır. Hiçbir şey
olmamış gibi; insanların acısını yok sayarak belgeli yaşarlar,
yani o anlarını paylaşarak.
Neden mi? Çünkü herkesin psikolojik durumu karışık.
Ne yapacağını ve nasıl davranacağını bilmeyen insanlar olduk,
gülerken ağlayan, ağlarken gülen ve sürekli şikayet eden insanlar.
Belki de bu kadar acımasızlığı hakkettiğimiz için yaşıyoruz.
Elimizdekilerin değerini bilmediğimiz ve sadece kendimizi
düşündüğümüz için.
Terör, lanet ve kınama acı dindirir mi? Bilmiyorum.
Ama içinizi rahatlatıyorsa toplu olarak kınayın ve lanetleyin, sonra
da sıradaki gelsin...
Nasılsa yapılan başka bir şey yok!
Yolu barıştan ve iyilikten geçen insanlarla bir dünyada yaşamak
dileğiyle...
Sevgilerimle,
Belgin BAYKAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder