18 Ağustos 2019 Pazar

Uzakları Seviyorum Artık






Her gün daha az seviyorum insanları…
Kendimi ikna edecek şeyler arıyorum insana dair.
Ama elimi neye atsam, hep hüzün çıkıyor.
Sevgisizlik, çirkinlik, açgözlülük, ihanet…
Dünya, insanların yarattığı çirkinliklerle dolu.
Herkes, mutluluk adına başkasının mutsuzluğu için uğraşıyor.
Herkes haklı ve ısrarlı tutumlarında.
Kimsenin vazgeçmeye niyeti yok,
Ama memnun olan da yok.
Kendi yarattıkları kaosun içinde kaybolup gidiyorlar.

Bir insana iyilik yapıyorsun,
İyilik bile sana ihanet olarak dönüyor.
Bunu yapan yine insan…
Belki en yakının,
Belki de yakın sandığın kişi…
Bunları gördükçe ümitsizleşiyorum,
Ve yalnızlaşıyorum.
Herkesten uzak, mutluluk oyunları oynuyorum belki.
Gerçekten insan arıyorum.
Hassas, düşünceli, sadece “ben” demeyen…

Evet, içimdeki sevgi ölüyor.
Bunu artık çok yoğun hissediyorum.
Yapmacık, sahte mutluluklar saçan insanların yanında
Kendimi sorgulamaktan yoruluyorum.
Herkesin kendini farklı anlatma çabası,
Ya da kendini tanımamaktaki ısrarı
Beni tamamen tüketiyor.

Daha uzaktaki insanları seviyorum artık.
Benim görüşmediğim ama iyiliklerini duyduğum insanları.
Güzel hedefleri olan, güzel işler yapanları.
Doğayı, hayvanı koruyanları…
Küçük detaylara takılmayanları…
Önyargılarını kaldırmış düşünebilen beyinleri.

Uzaktan sevmek, uzaktan özlemek…
Hayaline bırakmak bütün güzellikleri…
Tanımadığın insanlara iyilik yapmak,
Beklentisiz olmak en güzeliymiş.
Çevrende çok insan olması değil,
Gerçekten “insan” olması önemliymiş.

İşte yine: insan seviyorum.
Biliyorum, sevgisiz yapamam!
Ama…
Uzakları seviyorum artık.

Sevgilerimle,
Belgin BAYKAL

1 Ağustos 2019 Perşembe

Fasülyeden Hayatlar










Her hayat kıymetlidir,
Zengin olsan da fakir olsan da.
Can taşıyorsan, değerlisin.
Paran olunca daha çok hak etmezsin.
Yüksek standart daha çok değer getirmez.
Önemli olan halden anlamaktır.
İnsanca düşünmeyi unutmamaktır.

Bir televizyon programında bir sunucu ekonomiden şikayet edenlere dedi:
"Bir süre fasulye yemesinler, ölmezler ya!"
Sanki dertleri sadece fasulye yiyememekmiş gibi.
Oysa mesele geçim, hayat pahalılığı, çaresizlikti.

Bunu söyleyen kişiler hiç düşündü mü?
Neyi almak istediniz de alamadınız mesela?
Çocuğunuzla markete gidip mahcup oldunuz mu?
Çocuğun istediğini alamamak nasıl bir duygu?
Sadece 200 lirayla haftayı geçirdiniz mi?
O paradan başka paranız olmadı mı hiç?

Hayattaki tüm zorlukları,
Ekonomisi yetersiz olanlar yaşar.
Deprem olsa, sel gelse…
Siz sarayınızda üzülürsünüz uzaktan.
Onlar ise savrulur, sürüklenir,
Yine de verilen yemeğe şükrederler.

Siz bir hobinize servet harcarsınız.
Onların sigarası bile eleştirilir.
Onlara hiçbir şey yakıştırılmaz.
Tatile gitmemeli, araba almamalı,
Ev sahibi olmamalı, süslenmemeli…
Yani mutlu görünmemeli.
Çünkü o zaman yardım edilmez.
Zavallı ve mağdur kalmalılar!

"İş var, beğenmiyorlar" diyorsunuz ya…
O işler insanlık dışı, ağır koşullarda.
Sabah sekiz, akşam sekiz çalıştırılıyorlar.
Haftada bir gün izin,
Asgari ücret ve kötü muamele.
Vasıfsız yöneticilerle dolu iş yerleri.
Sonra kalabalık minibüsle eve dönüş.
Daha dinlenmeden aynı maraton başlar.

İşte o sigara orada devreye girer.
Tek zevk odur belki hayatta.
Ama o da onu yavaş yavaş öldürür.
“Zaten yaşamıyorum ki,” der içinden.

Sizce savunduğunuz sistem bu insana çare midir?
Fasulye örneğiniz bu yüzden komik kalır.

Bir de ekonomi çok iyi diyen vardı.
Simit ve çayla üç öğün öneren!
Her öğününü keyifle yiyen biri,
Size bütçe anlatıyor, akıl veriyor.

Aynı sofrada oturmadan,
Aynı hayattan geçmeden…
Ekonomi hakkında ne kadar konuşabilirsiniz?

Hayat sizler için güzel belki…
Ama diğerlerinin hayatı sadece "fasulyeden."

Sevgilerimle,
Belgin BAYKAL

Ezik Demeyin Kimseye

Toplumun sessiz kahramanlarıdır onlar. Kendini öne atmayan, ama her şeyin farkında olan insanlar. Onlara ezik derler, çünkü bağırmazlar. Çün...