1 Ağustos 2019 Perşembe

Fasülyeden Hayatlar













Her hayat kıymetlidir. Zengin de olsan fakirde olsan can taşıyorsun.
Paran olunca ya da standarttın çok yüksek olunca daha çok şey hakketmiş olmuyorsun.
Halden anlamak ve insani düşünmek gerek!
Bir televizyon programında sunuculuk yapan ve bu ekonomik düzenden fazlasıyla memnun bir kişinin sözleri oldukça ilgi çekici ve duygusuzca geldi.
"Bir süre fasulye de yemesinler canım ölmezler ya" dedi.
Sanki o insanların bütün derdi 'neden fasulye yiyemiyoruz' gibi algılanmış olması daha enteresandı.
Oysa hayatın pahalılığından ve geçinemediklerinden bahsediyorlardı.
Bunu söyleyen ve böyle düşünen standarttaki kişiler;
Neyi almak istediniz de alamadınız mesela?
Çocuğunuzla hiç markete gidip istediklerini alamamakla yüzleştiniz mi? 
Bütün bir hafta 20 TL ile bakışmak zorunda kaldınız mı hiç?
O paradan başka paranın olmaması ne demek bilebilir misiniz?
Yokluğun içinde, evde hastanıza bakmak zorunda kaldınız mı?
Ya da özürlü bir evladının tedavisi mümkünken ona çare olamamanın çaresizliğini yaşadınız mı?
Yağmur yağdığında siz evinizde keyfini sürerken onların her akan yere kovalarla koşuşturduğunu bilir misiniz?
Bu hayatta bütün olumsuzlukları ekonomisi yeterli olmayan kişilerin yaşadığını bilir misiniz?
Bugün bir deprem olsa, sel gelse! Siz sırça sarayınızda fazla etkilenmezsiniz belki, sadece uzaktan üzülürsünüz.
Ama o insanlar yine oradan oraya savrulan ama verilen bir yemeğe dua eden olurlar.
Siz bir hobinize servet verirsiniz ama o insanların çalışırken içtikleri sigara bile göze batar.
Onlara hiçbir şey yakıştırılmaz! Onlar tatile gitmemeli, araba almamalı, evleri olmamalı, süslenip püslenip gezmemeli. 
O zaman gözden düşerler, insanlar yardım etmek istemez.
Hep zavallı ve mağdur olmalı!
İş var beğenmiyorlar diyorsunuz ya!
Evet var ama insanlık dışı, tamamen çalıştıranın köleliği şeklinde var.
Sabah sekiz, akşam sekiz diye başlıyor, haftada bir gün izin. 
Asgari ücret ve yemek. 
Olumsuz koşullarda egosu yüksek vasıfsız yöneticilerle doldurulan o mesai saatleri. 
Sonra kalabalık otobüsler ve minibüslerle eve dönüş.
Daha dinlenmeden ertesi günü yeniden aynı maratonla hayata başlayış.

İşte o sigara en çok o zamanlar lazım oluyor.
Çünkü hayatta tek zevk sandığı şey aslında onu öldürüyor.
Ama olsun "ben zaten yaşamıyorum ki" diyor.
İşte savunduğunuz ekonomi bu insanların derdine derman olmuyor maalesef.
Onların dertlerinin yanında sizin fasulye örneğiniz gerçekten komik kalır.
Bir de ekonomi durumumuz çok iyi diyen bir Başkanvekili vardı, üç öğün simit ve çay önerip para arttırıyordu. 
Her öğününü itinayla yiyebilen ve yüksek yaşam standardına sahip bir kişinin size bütçe yapmaktan ve ekonomiden bahsetmesi gerçekten büyük ironi.
Aynı şartlarda olmadığınız insanlar hakkında fikirlerinizi söylerken düşünün. 
Ne kadar inandırıcı olabilirsiniz?
Hayat sizlere güzel! 
Diğerlerinin hayatı fasulyeden işte…

Sevgilerimle,

Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...