22 Kasım 2019 Cuma

“Hadi Bugün Yine İçelim”






Her gün içen var, ama kimse “alkolik” demez.

Onlar sadece her akşam içenlerdir, o kadar.


Başlarlar içmeye...

Bir bakarsın yüzünde derin bir acı,

Altında bıyık altı bir gülümseme.

İçkisiyle cilveleşir...


Arka fonda bir müzik...

Makam tutmaz ama dertlidir illa.

Konuşmaları ağır, cümleleri derin görünür.

Ama aslında herkesin üç kere duyduğu şeyler.


Sonra bir yudum...

Yudumlar hızlanır, çünkü hızlı içince

"İyi içici" zannedilir.

Ağlamaya başlar aniden…

Ya da gözler dolar ama düşmez.

“Ağlayamıyorum bile!” der.

Ona da içer bir kadeh.


Haber açar.

Ülkenin en dertli haberine kilitlenir.

Bir anda memleket meselesi konuşulur.

“Bu halk koyun, koyun!”

Derken aslan sütünü fondip yapar.


Sonra konu döner dolaşır,

Eskilere, sevgililere, nankör dostlara gelir.

“Ben onu çok sevdim ama o…”

Klasik cümleler, klasik dram.

Ama yine de içilir, çünkü sebep bol!


Gece biter, yatak zor bulunur.

Sabah uyanınca baş ağrısı da yanındadır.

Bir bakar aynaya:

“Ben ne hale düştüm be!”

Sanki biri zorla içirmiş gibi söver içkiye.


Ama sonra ne olur biliyor musun?

Ağrı geçince hayat normale döner.

Ve akşam için yeniden hazırlanılır.

Randevu hazır, içki hazır, iki dost da geldi mi…

Buyrun masaya!


“Bu akşam hüzünleri evde bıraktım!”

Ya da “Sefam olsun be oh oh!”

Kimi zaman ağlayarak,

Kimi zaman gülerek biter gece.


Ama alkolik değildir o.

Sadece her gün içebilenlerdendir.


“Bütün aşkları ve memleketi aynı kadehte halleden adam.”



Belgin BAYKAL

21 Kasım 2019 Perşembe

İnsan Sevdiğini Öldürür mü?












İnsan, en çok sevdiğine zarar veriyor bazen.
En büyük hataları, en sevdiklerimiz yapıyor bize.
“Seni seviyorum” derken, başka sevgiler arayanlar bile oluyor.
Kardeş, eş, dost, anne, baba…
Hepsi kıymetli, ama bazen en çok onlar kırıyor.
Nazımız geçen herkese daha kolay yükleniyoruz.
Sözümüzün geçtiği yerde mazlumlar yaratıyoruz fark etmeden.

Birini öldürmek için silah gerekmez her zaman.
Bazen sevgisizlik, bazen ilgisizlik yeterlidir.
Yavaş yavaş öldürürüz davranışlarımızla, suskunluğumuzla.
Sevmezsin, konuşmazsın, yok sayarsın…
Her gün biraz daha eksilir o kişi.
Bazen silah bir kurşundur, bir defalık acıdır.
Ama duygusal ölüm yavaştır, sinsidir, derindir.

Çevrende her gün ölen ama nefes alanlar vardır.
Duygusal şiddet görenler, dışlananlar, yok sayılanlar…
Sen onları idare ettiğini sanırsın.
Ama onlar her gün biraz daha yok olurlar.
Onlar ölürken,
Senin içindeki güzel duygular da yok olur.

İnsan bazen sevgiyi, sadakati, güveni kaybeder fark etmeden.
İçimizde hem katil oluruz, hem kurban...
Duygularla da öldürülür insan.


Duyguların sessiz katili olmayın!



Belgin BAYKAL

İlişkiler Her Zaman İstediğimiz Gibi Gitmeyebilir






Kim olursa olsun,
Kurduğumuz ilişkiler istediğimiz gibi gitmeyebilir.
Kimisinden verim alırız,
Kimisinde mahsul elimizde kalır.
Sonra döneriz başa,
Başlarız kendimizi sorgulamaya...
“En son ne dedim? Ne yaptım?”
“O ne anladı?” diye düşünürüz.
Kırıldığımız kadar kırıcı cümleler kurarız.
Ve bunun farkında bile olmayız.

Sonra “Evet, hatalıyım” demek zor gelir.
Kendimizi kutsar,
Karşı tarafı suçlamaya başlarız.
“Her şey senin yüzünden!”
“Beni niye idare edemiyorsun?”
“Bir şey söylediysem, hiç mi hakkım yok?”
Bu tarz cümlelerle sitem ederiz.

Evet, hakkın olabilir elbette...
Ama ben de aynı hakkı isterim.
Ben sana öyle davransam,
Aynı hoşgörüyü bana gösterecek misin?
Yoksa sadece ben mi anlayışlı olacağım?
İşte kopmalar da tam burada başlar.

Çünkü kimse hep veren olmak istemez.
Her şey karşılıklı olursa güzeldir.
Sizi idare eden biri varsa yanınızda,
Onun sonsuza dek öyle kalacağını sanmayın.
Yalnızlık bir gün aniden kapınızı çalabilir.
Çünkü o kişi de yorulabilir.

Defalarca sizi uyarmasına rağmen,
Siz onun hoşgörüsünü bitmeyecek sanırsınız.
Hatta dozunu bile artırabilirsiniz.
İşte o gün yanıldığınız gündür.
Elinizdeki “oyuncak” artık
Sizinle oynamak istemeyecek.
Ve bu oyundan çekilecektir.

Bu tarz ilişkilerden beslenenler için
Söyleyecek söz bulamıyoruz.
Onlardan varsa çevrenizde,
Rahat olun; sizi idare ederler! 😉
Ama çok da emin olmayın yine de...


Sevgiyle Kalın.

Belgin BAYKAL


Ezik Demeyin Kimseye

Toplumun sessiz kahramanlarıdır onlar. Kendini öne atmayan, ama her şeyin farkında olan insanlar. Onlara ezik derler, çünkü bağırmazlar. Çün...