15 Kasım 2023 Çarşamba

Adadan Kim Gitsin

 







Ne çok uğurladığımız, uğurlandığımız ve hayatımızdan gönderemediklerimiz var.

Herkesin hayatını yönlendirdiği bir adası var yani.

Bir gün öfkeyle gönderdiklerimiz, sonra hasretle andıklarımız oluyor.

Bazıları da sonsuza kadar adaya almadıklarımız olarak tarihe geçiyor.

Dostluklar, ikili ilişkiler, iş ilişkileri her şey bu adadan yönetiliyor.

Kurallar senin tarafından belirleniyor ama karşı taraf kendisinden olduğunu düşünüyor.

Oysa bütün hayatımızın kontrolü bizde değil mi?

Bugün istersek ne çok şeyden vazgeçeriz.

Bir bavula bakmaz mı hayatımız.

Söylendiğimiz, sızlandığımız tüm hayatımızı bizi yönetiyoruz.

Tam da istediğimiz gibi, her gün aynı hayata, aynı işe, aynı eşe, aynı dostlara uyanarak.

İç sesinizi ve zihninizi durdursanız nelerden vazgeçersiniz?

Ben hiçbir şeyden vazgeçemem sanırım. 

Seçilmiş kölelik ya da efendilik adı neyse.

Çünkü bu hayatımdaki adayı ben kendime göre sardım sarmaladım.

İçine istediklerimi aldım, onlarla güzelleştirdim.

Bana zararı dokunanları adanın dışında tuttum.

Bazılarına toleransım daha çoktu, sınırsız konaklama verdim.

Kendi adaları sandılar ve istedikleri gibi davrandılar.

Oysa ben izin verdiğim için oradalardı.

Ben ikna olmaya hazır doğmuşum, insanlarla ilişkim hep böyle başlar.

“Neden yalan söylesin?

 “Neden kandırsın ki?” diye.

Sonra çoğu hayal kırıklığı ile biter.

İşte o gün adadan gönderme vakti gelir.

Bazen gönderir, bazen kıyamazsınız. 

Kıyamadıklarınız yine gelir önce size kıyar.

İşte adamız bizim batağımız haline gelir. Aynı yerde döner dururuz.)

Sizin adada neler oluyor?

Siz de başka adalarda sınırsız konaklayanlardan mısınız? Yoksa diğeri mi?

Adadan kimleri gönderdiniz ya da kıyamadınız? 

Belki de başkalarının adalarından bizim gitme vaktimiz gelmiştir.


Sevgilerimle,

Belgin Baykal



16 Ekim 2023 Pazartesi

Kenar Süsü Olmayın

 









İstanbul’un puslu hüzünlü havasında bir de Sıla, ‘Kenar Süsü’ şarkısını söyleyince havan güzel olsa da depresif olabiliyorsun.

“Kenar süsü oldum hayatında
 Yani olmasamda olurdu
 Kaza süsü de verirdin vefatıma
 Yokluğum boşluk yaratmazdı”


Birilerinin hayatlarında yer almak bu kadar ağır olmamalı.

Hissettirilen duyguların karşılığında kendini böyle görmek çok üzücü.

Herkes bir başkasının hayatında kenar süsüdür aslında.

İlkokulda yazılarımız güzel gözüksün diye defter kenarlarına bu çalışmalar yaptırılırdı.

Her sayfa kenar süsüyle başlardı.

O sayfa bambaşka olurdu, sıradanlıktan uzak ve heyecan verici.

Biz de birilerini hayatımıza kenar süsü gibi alırız, sonra da kendimizi kenar süsü hissederiz.

Oysa karşılıklı bir alışveriştir bu.

Kimse kimsenin bir şeyi değilken yüklediğimiz anlamlardan başka ne olabilir ki.

Bir tartışma ya da ayrılıkta, tanımayacak kadar birbirinden uzaklaşan kişiler değil miydik sonuçta?

Oysa hepsi duygusal yükten öte değildi.

Düşündüğün ve büyüttüğün kadardı her şey.

Beyninde yaşattığın kadar varlardı.

Anlamlandırdığın kadar önemliydiler.

Beyin savaş halindeyken, ilişkilerle baş edilmesi güç bir dönem başlar.

Sürekli sorgular, yeni yollar arar kendine.

İçinden çıkamayınca da kendini zayıf ve mağdur hisseder.

Hiç kimse için bunu hissetmeyin, akıl oyunlarından başka bir şey değil bu yaşananlar.

Bırakın hayatınızda her şey olması gerektiği gibi aksın.

Gelmesi gerekenler gelsin, gitmesi gerekenler gitsin.

Ne kenar süsü hissedin ne de hissettirin.

Hepimizin tek ortak noktası insan olmamız.

Onun dışında her şey detaylardan ibaret.

Bir insanın gönül yükü olmayın, sonrası zincirleme kaza gibi herkesi etkiliyor.

Boşverin size yapılanları ya da yaptıklarınızı.

Her şey geçer gider hayat gibi.

Bir gün üzüldüklerinize üzülürsünüz.

Bu puslu havayı dağıtalım mı hemen?


Ajda Pekkan söylesin o zaman;

“Temmuz, Ağustos, Eylül her mevsimde durma gül
Hayat inan çok kısa belki çıkmayız yaza
Boşvermişim, boşvermişim, boşvermişim dünyaya
Ağlamak istemiyorsan sen de boşver dünyaya”

Sevgilerimle

Belgin BAYKAL

29 Eylül 2023 Cuma

Bir Tanışamadık










Hep tanıdığımızı sandığımız insanlarla yabancı oluruz çoğu zaman.

Onu tanımakta güçlük çekeriz.

Her defasında aynı yerde bocalar ve şaşırırız.

Neden ben? Ya da neden bu insanlar benim karşıma çıkıyor? diye.

O insanlar için de biz öyleyizdir aslında.

Onlar da bizimle karşılaşmaktan çok memnun olmayan ve her defasında aynı hatayı yapan kişilerdir.

Size verdikleri rahatsızlığın farkında bile olmadan hayatınızdan gelip geçerler.

Bazıları takılır, defalarca döner ve arkasına bakar ‘orada mısınız’ diye?

Aynı yerden sizin de yaralanmanızı ve unutmamanızı ister.

Hiçbir şey değişmez aslında, yaralar eşitlenir sadece.

Bu geliş gidişlerin kimseye bir yararı olmaz.

Kendini bilmemek ve tekrarlamanın dışında.

Artık yolunuza devam edin, birisinin canını yakmak en çok sizi yaralar.

Geçici bir mutluluk alırsınız belki ama bir daha asla kazanamazsınız.

Bir kapıyı tekrar çalıyorsanız her şeyi sıfırlayıp yeniden başlamalısınız.

O zaman kendinize daha yakın ve tanıdık olursunuz.

Başkası da sizi hayatında güzel bir yere koyabilir.

Yaşadığınız kirli tecrübeleri yanınızda taşımayın ve uygulamayın.

Herkes size aynı cevabı vermeyebilir.

Çünkü onun da yaşamında farklı tecrübeleri vardır ve sizinle yüzleşir.

Neden sorunlu ilan ederiz herkesi? Anlayın…

Belki gerçek sorun bizim hiç kendimizle ve sizinle tanışmamamızdan geliyordur. 

Menfaatler çakıştığı zaman, karşımızda bambaşka kişiler buluruz, çoğu zamanda oluruz.

Her insanın içinde kendisinin bile tanımadığı bir kimlik vardır. 

Onun ne zaman ve nasıl çıkacağını biz bile bilemeyiz.

O gün yeniden tanışırız işte…

Bugüne kadar onun gibisini görmediğimize yeminler edecek kadar tanımayız.

Sonra unuturuz tanıştığımızı;

“Merhaba! Daha önce tanışmış olabilir miyiz?" diyerek başlarız aynılığa.

Kendimizi tanırsak ve ne istediğimizi bilirsek daha kolay anlaşabiliriz.)

Sevgilerimle,

Belgin Baykal



5 Temmuz 2023 Çarşamba

baykalbb

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...