3 Ocak 2021 Pazar

Ben Böyle İstiyorum

















Her geçen gün, ekonomik özgürlük ve bireysel yaşam insanları bencilce bir yolculuğa çıkarttı.

Birçoğu kendisine kurduğu dünyada; onu idare edecek, sevecek, arkasını toparlayacak, borçlarını ödeyecek, sadece sevecek birisini arıyor. 

Fakat kendisini bunlardan muaf tutuyor. 

Çünkü her yönden kendisini iyi durumda ve sevilmeye değer hissediyor ya da hissetmek istiyor.

Fakat beklentilerinin içinde kendisine şu soruyu sormuyor.

Ben bunları isterken kendim ne durumdayım? 

İsteklerim kendi yeteneklerimle örtüşüyor mu?

“Hayatıma birisini istiyorum” ama diye başlıyor her şey…

“Zengin ve yakışıklı olmalı, kendisine özen göstermeli, temiz olmalı, spor yapmalı, fiziğine dikkat etmeli, romantik ve bonkör olmalı…” sayıyor da sayıyor.

Diğer taraftan bir erkek de başlıyor…

“Bir kere güzel olsun, zayıf olsun, güzel giyinsin, güler yüzlü olsun, tasarruflu olsun, iyi yemek yapsın, temiz olsun, düzenli olsun, trip yapmasın, gelsin evimi toparlasın…” gibi gibi.

Öncelikle kendimize sormamız gereken soru şu.

Neden bana çok emek vermeli, özelliğim nedir? 

Benim hiçbir şey yapmak istememem ne kadar doğru? 

Kimse hiçbir şey yapmak istemezse ilişkiler nasıl yürür?

Hiçbir çabanız olmazsa karşı taraf sizi neden idare etsin?

Çok güzel olabilirsiniz… Unutmayın ki yalıda oturanlar bile bir süre sonra denize bakmamaya başlıyor. 

Çok zengin olabilirsiniz? Sadece paranıza güvenip kendinizden hiçbir şey vermezseniz, bir süre sonra paranız ısıtmayacak o evi. 

Soğuk bir mutsuzluk yerleşecek her köşesine.

Çok güvendiğiniz şeyler bir gün elinizden gidebilir.

Geride sizi siz yapan özellikler kalmalı. 

Sürekli kendinizi yenileyin, farklı olun. 

Bir ilişkide üzerinize düşenleri siz yapın, karşı taraf yapmazsa bile içiniz rahat olur.

Bir gün sizi suçlamaya kalktıkları zaman dim dik karşılarında durabilecek gücünüz olur.


“Ben böyle istiyorum, kendi bilir, o kaybeder, canı isterse” gibi sözler uzun süreli ilişkileri asla temsil etmez. 

Hiç kimse vazgeçilmez değildir!

Doğanın bile bir dengesi varken ilişkilerin dengesini bozmayın.


Hayatı güzel yaşamak istiyorsanız, sevin, mutlu edin, yardım edin, kendinize dikkat edin, güzel yaşlanmaya çalışın, çalışkan olun, hobilerinize yer verin. O zaman isteklerinizde haklı olabilirsiniz.


Yeni yılınız kutlu olsun, 2021 yılı size en güzel dostlukları ve ilişkileri getirsin. Maskesiz günlerde buluşmak dileğiyle…



Belgin Baykal







16 Kasım 2020 Pazartesi

Hikayeden Sevmeler





En güzel umutların olduğu aşklar, hep kimsesiz kaldı...

Hiç bitmeyecek sanılan, 

Yaşanılan duyguların, 

Bir katili var artık!

Sevme umudunu yitirmiş kalpler, küskün ve yorgun…

Sevdanın olmadığı hayatlarda, kalplerimize vurduğumuz prangalarla, 

Bitkisel yaşamı soluyoruz en derinden...

Evet üzülmüyoruz!

Kırılmıyoruz artık!

Kalplerimiz konforlu bir hayatın içinde, 

Pili bitmemiş, saat gibi işliyor umarsızca…

İçeriği basit vedalara dayanan ve iz bırakmayan,

Küçük sevdalara, büyük imzalar atmakta yok artık!

"Aşk" sanılan kalp sancıları da inandırıcılığını kaybetti...

Biteceğini bildiğin hikayede, rol almak istemiyorsun belki...

Aldatmanın, aldatılmanın normalleştirildiği bu hayatta, 

Korkuların bu kadar yoğunken, neyi gönlünce yaşayabilirsin ki?

Bazen susmaktır aldatışın, içine atmaktır!

Söylediklerin değil, söyleyemediklerindir ihanetin...

Yaralarını gizlemendir, 

Yersiz gülmelerindir mutsuzluğun…

İşte sonunda gebesindir, hikayeden sevmelere…

Kahramansız ölmelere...


Belgin BAYKAL



31 Ağustos 2020 Pazartesi

“Dekolte Ruhlar” nihayet satışta…











Uzun zamandır hayata geçirmeyi planladığım o an geldi ve başardım. Bu yolda bana destek veren ve yüreklendiren herkese çok teşekkürler.🙏🤗 Artık okuması sizden, ben sizin yerinizde olsam okurdum☺️ belki sizden de bahsetmişimdir🤭 kitapyurdu.com eser altına yorumlarınızı bekliyorum...🍁📕🖌

https://www.kitapyurdu.com/kitap/dogrudanyayincilik/552670.html

7 Ağustos 2020 Cuma

Dışarıdan Nasılız?








Mağrur ve dik duruşluydu.
Gözü karaydı, dünya yansa geri dönmezdi.
Sürekli hata yapan ve özür dileyendi.
Hata yapan ama başkasına yükleyendi.
Zayıflıklarından utanan ve hırçınlaşandı.
Gururu için her şeyden vazgeçendi.
Sevmeyi bilmeyen ama sevilmek isteyendi.
Sürekli kırıcı ve yıkıcı ama affedilmeyi bekleyendi.
Menfaatlerinin adını uyanıklık ve akıl ile karıştırandı.
Yaptığı şeyin doğru olmadığını bilse de güzel cümlelerle kendisini ikna edendi.
Terk edilmeyi göze alamayacak kadar zayıf, bir kalemde silecek kadar cüretkardı.
Her şeyin mükemmelini kendinde gören ve başkasını sürekli ayıplayandı.
Başarılarını sadece kendisine yükleyen, emeği olanlara teşekkür edemeyendi.
Her şeyin en iyisine kendisini layık gören, başkasını yok sayandı.
Acılarını büyüten ve besleyen, mutluluğunu gizleyen ve sakınandı.
Yalan söylemekten kaçınmayan ama başkasının yalanlarından hiç hoşlanmayan ve affetmeyendi.
Kendi özgürlüğünü korumak adına herkesi karşısına alan ama başkasına nefes aldırmayandı.
Kimseye güvenmeyen ama kendisine sonuna kadar güvenilmesini isteyendi.
Hayatındaki bütün boyun eğişlerine, en yakınlarını suçlayandı.
Başına gelen her şeyden suçlu arayan ama asla kendini sorgulamayandı.

Bugünkü kimliğimizi ne çok özelliklerle zenginleştiriyoruz değil mi?
En büyük şikayetlerimiz hep birbirimizden olmuyor mu?
İş hayatımız, özel ilişkilerimiz, ailemiz ve sosyal yaşamımızda hep konuştuğumuz bir başka kimlikteki insanlar değil mi?
Onları anlatırken kendimizi bile kaybediyoruz…
Keşke şöyle olsa, böyle olsa hiç sorun olmaz gibi…
Ama gerçekte hayatın ve biz insanların mükemmel olma şansı yok.
Sadece yaradılış olarak mükemmel varlıklarız ama donanım konusunda çok eksiklerimiz var.
Bizi tamamlayan insanlarla bir araya gelme şansımız da çok az olduğu için hayatımız hep bu memnuniyetsiz ve şikâyet dolu cümlelerle geçecek.
Ne mi yapmalıyız?
Bize iyi gelmeyen ve zarar veren insanlardan uzak durmalıyız.
Eğer kendimizle yüzleşip o insanın biz olduğuna karar verirsek, aynı şeyi başkalarının iyiliği için yapıp geri çekilmeliyiz.
Başkalarının iyiliği ve mutluluğu sizin ilgi alanınıza girmiyorsa, o zaman mutsuz olmaya en büyük aday sizsiniz.
Kendinizi alkışlayın.


Sevgilerimle

Belgin BAYKAL

21 Haziran 2020 Pazar

Sözler Kayıt Altında











Günlük hayatımızda, her an aklımızdan geçirdiğimiz iyi ya da kötü şeylerin karşımıza bir gün çıkacağını biliyor musunuz?
Siz boş konuştuğunuzu sanırken, aslında bunların hepsinin kayda geçtiğini bilseniz ona göre dua ederdiniz.
Mesela, "Asla yapmam" dediğiniz şeylerin içinde bulmaz mısınız kendinizi?
Peki, bulmayacağınızın garantisi var mı?
Ya da bir gün çok sıkıldığınız, bunaldığınız hayatınızın özlemini çekeceğiniz hiç aklınıza gelmez değil mi?
Hayatın enteresan bir döngüsü var.
Hiçbir şey aynı gitmiyor aslında…
Siz her şeyin aynı olduğunu düşünürken; zenginlik, fakirlik, sağlık, evlilik, ayrılık, akıl, yaş sabitleyebilir misiniz?
Ya düşünceleriniz; sevginiz, sevdanız, unuttuklarınız, boş verişleriniz, üstünde durduklarınız hep aynı mı?
On yıl önceki sizle, şimdiki siz aynı mısınız?
İşte bu müthiş değişiklik, insanın olgunlaşması ve başka bir boyuta geçişi oluyor.
Doğru bildikleriniz yanlış, yanlışlarınız doğru olarak karşınıza çıkıyor.
Dost dedikleriniz kendi avuntularınız, yabancı dedikleriniz gerçek dostluk gösterenler olabiliyor.
Düşman bildikleriniz bazen sizi en iyi tanıyan, aileniz diye sarıp sarmaladıklarınız bazen en
büyük yanılgınız olmuyor mu?
Bunun farkında olanlar izole hayat peşinde.
Kendi karantinalarını kendileri ilan etmiş ve azınlıkta.
Dünyada ve çevremizde olan biten tüm olumsuzluklar insanı çaresiz bırakmıyor mu?
Bunlardan arınmak adına, kendi ruh sağlığını korumaya alıyorsun.
İşte gerçek mutluluk şimdi başlıyor…
Eskisi kadar canının yanmadığını anladığın zaman mutlu oluyorsun işte!

Şu an ne hissediyorum biliyor musun? 
Çaresiz veya kızgın hissetmiyorum. İyi veya kötü hissetmiyorum. 
Hiçbir şey hissetmiyorum ki bu harika hissettiriyor. Dr House

Geldiğiniz nokta bu olursa, mutluluk kapıda!

Sevgilerimle…

Belgin BAYKAL


20 Mart 2020 Cuma

Cahil Kal! Mutlu Kal!




Sorgusuz sualsiz bir yaşamdır cehalet!
Ne anlatırsan ona inanır!
Başkalarının hikayeleri onların okudukları kitaplardır.
Kendi öğretilerine göre dinlerler ve ona göre inanırlar.
İşlerine gelmeyen şeylerde zorbalaşırlar.
Hiçbir şey bilmezken her şeyi bildiklerini sanırlar.
Nerede nasıl davranacağını bilemezler.
Paralı ise kral odur.
Umarsızca her yeri satın alır davranışlarıyla.
Eğitemezsin, onun için cahildir zaten.
Cahilliğin okumakla da ilgisi yoktur.
Cahillik öğrenememek ve gelişememekle alakalı bir şeydir.
Kendi doğrularında kaybolurlar.
Menfaatleri doğrultusunda yaşamayı tercih ederler.
Başkalarının hayatları en büyük ilgi alanlarıdır.
Yeniliğe açık değillerdir, sadece paranın getirdiği zenginliğe açık olurlar.
Çok kolay iftira atarlar ve dedikodu yaparlar.
Mal ve mülk tek muhabbetleridir.
Doğurmak için doğurur!
Evlenmek için evlenirler!
Beyinleri kötü şeylere karşı çok çabuk yıkanır!
Küçük şeylere tav olurlar...
Öğrendikçe mutsuz olacaklarını önceden kavramışlardır.
İstedikleri bilgiyi alırlar, onun dışındakilere izin vermezler. 
Kendi yarattıkları dünyalarında mutlulardır.
Başkalarına verdikleri mutsuzluktan ve rahatsızlıktan haberdar bile değillerdir.
"Hatalı insana hatasını göster, sana teşekkür eder. Cahil kişiye hatasını göster, sana küfür ve hakaret eder."

Anlamak masraflı iştir; emek, gayret ve samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet biraz da cahillik kafidir.


Sevgilerimle,

Belgin BAYKAL

6 Şubat 2020 Perşembe

Yaşlanmak mı?










Yaş aldıkça aldığım yaşları sevmeye başladım.
Artık ruhumdaki değişimi ve dinginliği daha çok hissediyorum.
Koşuşturmalarım, telaşlarım, yoruluşlarım daha da azaldı.
Her gün elimde olanları olmayanlara tercih ediyorum.
Zor zamanlarımda yanımda olanlarda değişiyor benim gibi.
Her dönem sahip olduğum her şeyi sevgiyle anıyorum.
Kimseye ne kırgınlığım ne sitemim var.
Yaşanması gerekenler yaşanmış ve bitmiş.
Kimisi sancılı, kimisi mutluluk verici olmuş…
Yaşlanmak mı? Evet!  
Biraz korkutuyor, ama onunla da baş edebileceğimi hissediyorum.
Sağlıklı ve kendi hayatımı sürdürebildiğim sürece yaşlanabilirim.
Bilgece sohbetlere katılabilirim, açık limonlu bir çay eşliğinde.
Hiçbir konu bulamazsak çiçeklerden, havadan, sudan bahsederiz mesela.
Eskileri yad ederiz, okunacak güzel kitaplar ve izlenecek filmler buluruz.
Yaşlanırız, yaş alırız bir şekilde,
Korkum yok, hayat bildiği gibi gelsin…

Sevgilerimle,

Belgin BAYKAL


Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...