“Bile Bile Sevmek”
Bile bile sevmek ne zordur…
Sonunu bilirken yine de körü körüne atlamaktır ateşe.
Kalp her seferinde bilir canının yanacağını ama denemekten vazgeçmez.
“Acıtır ama öldürmez” diye diye devam eder sevmelere…
Haklıdır belki de yürek, çünkü sevmek için yaratılmıştır.
Yenik düşse de duygulara,
Acılarını kendi içinde iyileştirecek kadar güçlüdür aslında.
Bazen kime, neden olduğunu bile bilmeden sever.
Bazen de sırf sevmek için…
Ve ne yazık ki iki kalpten biri farklı anlar o sevgiyi.
Aynı yere baktığınızı sanırken,
Farklı yönlerde bulursunuz kendinizi.
Aynı sandığınız şeyler bile,
Aslında ayrılıklarınızın başka bir biçimidir.
Aldığınız her nefesin aynı olduğunu sanırsınız.
Ama bir anda… değişir her şey.
“Seni seviyorum” diyen bir ağız,
O sözü yüreğinden mi söyler, yoksa sadece dilinden mi dökülür?
Bu kadar kolay mıdır severken vedalaşmak?
Yoksa sevildiğini zanneden yürek yine mi kandırılmıştır?
Kış güneşine aldanıp erken açan çiçekler gibi…
Vedalar hep emeksizdir.
Daha dün “İşte bu sensin, aradığım kişi” diyen,
Bugün başka bedenlerde başka ruhlar arar.
Ne bir yüreğe sığabilir,
Ne de söylediği sözlerin arkasında durabilir.
Ve sonra kendini “bilge” ilan eder.
Kaybettiği kişiyi “zavallı” ya da “talihsiz” ilan eder.
Çünkü o hâlâ arayıştadır… ama bulamıyordur.
Ruhları uyuşmamıştır sözde.
Kimse onu anlamamıştır.
Kendinin zor biri olabileceği hiç aklına gelmez.
Dünyaya hep eksikleri tamamlama misyonuyla bakar.
Kendisini ulaşılmaz, başkalarını yetersiz bulur.
Ve o yüzden kolay vazgeçer, kolay tüketir sevdalarını.
Bitirirken bile çabasızdır.
Tek bir cümleyle bitirir, tek başına karar verir.
Unutur ki,
Vedayı kabul eden aslında çoktan gitmiştir.
Yani…
“O”nun vedasıdır bu, senin değil.
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Biraz acı, biraz sızı… derken:
“Merhaba yeni hayat!” diyecek gücü bulur insan kendinde.
İlişkilerinizi gerçekten sizi hak eden insanlarla yaşayın.
Zorlamayın. Oldurmaya çalışmayın.
Ve unutmayın:
Olmuyorsa... aşksızlıktan ölmezsiniz ya.
– Belgin BAYKAL
