27 Ocak 2016 Çarşamba

Ayrılabilen Kişileri Seviyorum















Şimdi bu başlığı okuduğunuz zaman “çok saçma,
ayrılmanın nesi güzel” dediğinizi duyar gibiyim.

Evet çok haklısınız, kimse ayrılmayı istemez ve kolay kaldırılır bir şey değildir.
Çevremde o kadar olumsuz ve saygın olmayan ilişkiler görüyorum ki, insanların birbirlerine karşı tahammülsüzlükleri, çözüm bulamamaları ve bunları çevrelerine yansıtmaları cabası.
Buna rağmen, sanki başka hayatları olacakmış gibi kendilerini kurban olarak gösterip,
“Her şeye sizler için katlanıyorum”
“Sizlerin mutluluğu için kendimden vazgeçtim, sizler annesiz babasız kalmayın diye
her şeye katlandım" hikayeleri…
Bunlar çocukları çok ilgilendirmez.
Onlar mutlu ve anlaşabilen anne baba ister.
Birbirleriyle zaman geçirmesini bilen bilinçli ailelerinin olması tek istedikleridir.
O aileden çıkan çocuklar da bu zinciri devam ettirir.
Ben yıllardır anlaşamayan ama ısrarla evliliklerini sürdüren bir ailenin çocuğuyum.
Halen genç yeni evliler gibi bitmeyen sorunlarıyla hem kendilerini hem de bizleri yordular.
Biz onlara hiçbir zaman teşekkür etmedik.
Her zaman, "Keşke hayatlarınızı ayrı ayrı ama mutlu sürdürseydiniz” dedik.

Bu seferde "Bizim anlaşma şeklimiz bu, bugün dünyaya gelsek
yine birbirimizle evleniriz" dediler. ;-)
Ama bizim geçim tarzımızın bu olmadığını bir türlü anlayamadılar.
Çocuklar aldıkları kadar iyidir.
Almadıkları gün sizi en kötü ilan ederler.
Onlar siz güçlü olduğunuz sürece size saygı duyar ve sözünüzü dinler. Hata yaptığınız gün, sizi en acımasız şekilde yargılarlar.
Ya maddiyatınız ya da karakteriniz güçlü olmalı.
Eğer bir ilişkinin düzelmesi için hiçbir emek harcamıyorsanız, o ilişkinin bitme zamanı gelmiştir.
Çocuklarının psikolojisini bahane edenler, dünyanın malını bölüşemeyenler,
“Benden sonra kimseye yar olmasın” diyenler!
“Beni mutlu etmedi, o da mutlu olmasın" diye düşünenler,
“Ben yemedim başkasına yedirmem” bahaneleriyle hayatlarını
tüketen insanlar.
Gerçekten ne kendinizi ne de başkasını sevecek kadar yüreğiniz
var.
Kendinizi mutlu edemediğiniz gibi başkasının da mutluluğuna
engel oluyorsunuz.
Sonra iyilik ve güzellikler üzerine methiyeler döşüyorsunuz.
Önce karşı tarafı bir "İnsan" olarak görün. 

Onun hayatını kısıtlamak ve mutluluğunu engellemek, onun mutsuzluğu için planlar yapmak,
sizin insan olmayan intikamcı yönünüzdür.
Birisini sevmiş olabilir, sizden sıkılmış olabilir, artık eskisi gibi olmadığını düşünebilir.
Sorumluluklarını yerine getirdiği sürece, herkesin yolu açık olmalı.
Bu hayat bu kadar anlam yükleyip yıllarını tüketecek kadar uzun ve gerçek değil.
Aynı hayatı iletişimsiz ve gergin bir şekilde, sürekli tartışarak
“Ama bir aradayız" mesajıyla o çocuğa yaşatırken, mükemmel ve mutlu bir çocuk olduğunu mu sanıyorsunuz?
İnsan hayata kaç kere geliyor, sizin huzurunuzdan daha önemli ne olabilir?
Tabii gerçekten dilinizden düşürmediğiniz o “Huzur arıyorum” kelimesinin anlamını biliyorsanız.
Bu düşüncelerim sizlere çok rahatça ve ters gelebilir.
“Ne geniş bir kadın” diyebilirsiniz.
Ben bunları yazarken, bunların hepsini evre evre yaşamış birisi olarak rahat yazıyorum.
Şu an huzurumun değeri çok fazla, hayatımda benimle yol alan
insanların kıymeti çok büyük. Yapılan iyilikler benim için çok değerli.
Sadece, gerçek insanları seviyorum.
Hayatlarının değerini bilen, insani değerler taşıyan gerçek insanlar…
Sizler de hayatlarınızı elinize alın, onları başkalarının yok etmesine
izin vermeyin.

Tabii gerçekten hayatınızın ve başka hayatların sizin için bir değeri varsa…


Sevgilerimle,


Belgin BAYKAL



Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...