Hayatın her evresinde
onay ve takdir bekleriz.
Bu beklenti zamanla
bizi başkalaştırır, değiştirir.
"İyi çocuk-kötü çocuk"
oyunu ile başlar her şey.
Ödüller, kıyaslamalar,
takdir ya da hayal kırıklığı…
Herkesin çocuğu
bizimkinden hep daha iyidir.
Kimse eksikleriyle övünmek
ya da görmek istemez.
90 alsan bile
100 alanla kıyaslanırsın.
Gönülsüz bir yarışta bulursun kendini.
Terini silerler, ortamı hazırlarlar,
kendi hırslarıyla koştururlar seni.
Yarışı kazanırsan,
onay alırsın bir güzel.
Çevren, ailen, toplum
sana farklı davranır hemen.
Övgülerle anılırsın
gittiğin her ortamda.
Karakterin bile
bu onaylarla şekillenir fark etmeden.
Bazıları başarıyla
insanlıktan uzaklaşır.
Kariyer yapar ama
ahlakı kaybeder yolda.
Bazıları hem yürür
hem kendinden vazgeçer yavaşça.
Sırf olumlu onay alabilmek için
kendi ruhunu unutur.
Birileri de vardır
sessiz, sade ama tertemiz kalan.
Kariyerle değil,
insanlığıyla örnek gösterilir.
Bazıları ise reklam ustasıdır,
gösterişin efendisidir.
İlişkileri çıkarla doludur,
egosu büyük, özü küçüktür.
Daha çok pohpoh ister,
ona göre çevre kurar.
Sonuç?
Yine onay peşinde koşarız durmadan.
Kötü onay bile
bir tür dikkat çekme şeklidir.
"Sen bir işe yaramazsın"
bile bir onaydır.
Gün gelir bu onayları
reddetmek isteriz.
Ama "önemsemiyorum" derken bile
yine bir onay bekleriz.
"Umurumda değil" dediğimizde bile
bir takdir gizleriz içinde.
Ben şimdi bunları yazarken
sizden onay bekliyorum.
Yoksa neden yayınlayayım,
saklardım kendime düşüncelerimi.
Onay beklemek
bazen gelişim için gereklidir.
Sadece istediğini söyleyenlerle görüşürsen
ilerleyemezsin.
Seni oyalarlar,
geçici mutlu ederler sadece.
Gerçeklerin saklı kalır
ve içten içe mutsuz olursun.
Kendini ikna edemediğin sürece,
dışarıdan gelen her söz boştur.
Kalbine bak,
düşüncelerine ve davranışlarına dikkat et.
Temiz kaldığına inanıyorsan,
o zaman güçlüsündür.
İnanamıyorsan,
etrafına "evet" diyenleri doldurursun.
Ve hayat fısıldar sana şu sloganı:
"Bana duymak istediğim şeyleri söyle!"
O zaman görüşelim seninle…
Sevgilerimle,
Belgin Baykal



