Posta kutusunda bulduğum o not beni çok etkiledi.
“Keşke senin gibi olabilsem”
Kimdi? Neden beni seçti?
Neden olamadıklarını bende gördü?
Ya da gördükleri gerçekten kendisinde olmayanlar mıydı?
Ben kendimle bu kadar kavgalıyken bir başkasına
nasıl mükemmel görünebiliyordum?
Ya da nasıl özenilecek bir hayat sergiliyordum.
“Komşunun bahçesi her zaman bize güzel görünür”
O da beni öyle görüyordu anlaşılan.
Bu not farkındalık yaratarak bende bir dönüm noktası oldu.
Artık kendimi daha az üzmeye ve yormamaya karar verdim.
Bana bir şey vermeyen ve zamanımı çalan herkesle araya mesafe koydum.
Daha çok okuyup, kendimle olan kavgamı bitirmeye karar verdim.
Okudukça başkalarına yakınlaşıyor kendimden uzaklaşıyordum.
Kendimden uzak durdukça bir nevi barış imzalamıştım.
Artık azat etmek gerekiyordu bir yerden sonra…
Başka hayatlar, başka olaylar dikkatimi dağıtıyordu.
Çoğunda onların karakterine dönüşüyordum.
O zamanlarda yaşayıp, o duyguları paylaşıyordum.
Kimisinde gözyaşlarına boğulurken, kimisinde yeniden sevmeyi öğrenip onun
yüceliğini tadıyordum.
Bazılarında büyük kayıplar veriyordum, dayanılması güç ve sancılı.
Ruhum beden beden geziyordu, bende değildi adeta.
İşte kendimde görmek istediğim son buydu.
Kendimi rahat bırakmak ve geldiğim noktada mutlu olmak!
Çünkü her zaman sizin hayatınıza özenecek bir dolu insanlar olacaktır.
İşte günlerden sonra yine posta kutusunun önündeyim ve elimde oraya koymak için hazırladığım küçük bir not.
“Kendinle gurur duymalısın”
Siz de hayata yeniden sarılmak istiyorsanız kendinize notlar yazın.
Her nefesin size bir ödül olduğunu ve bunun bedelini seçtiğiniz yaşamla
ödeyeceğinizi iyi bilin…
Sevgiyle Kalın…
Belgin BAYKAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder