31 Ocak 2024 Çarşamba

Konuşmamız Gerek

 


Kendime bir söz vermiştim:
Üç kitap yazacağım ve sonra zirvede bırakacağım.)

Ve işte! O sözün son halkasıyla yeniden karşınızdayım.

Bugüne kadar sizden gelen güzel yorumlar, doğru yolda olduğumu gösterdi. Bu inançla durmadım, vazgeçmedim.

Yine kalpten gelen bir hikâye…
Yine kördüğümler, yine duygu geçişleri, yine sizden parçalar...

Bu defa uzun uzun yazmadım. 

Çünkü anladım ki kitap kalınlaştıkça bazı okurlar ürküyor, 

"Bu kadar sayfa, kim okuyacak?" deyip yerine bırakıyor.

Ama bir de her koşulda okuyan gerçek okurlar var.
İşte onlara ayrıca minnettarım.

Bu kitap, onlar için.
Ve biraz da kendim için.

Sevgilerimle,

Belgin Baykal


Sadece kitapyurdunda satışı olan kitabınız okumanız için sizi bekliyor🦋


https://www.kitapyurdu.com/kitap/konusmamiz-gerek-/672908.html&filter_name=belgin+baykal

15 Kasım 2023 Çarşamba

Adadan Kim Gitsin

 





Kimisi gelir, kimisi gider.

Bazılarını seve seve uğurlarız,

bazılarını zorla göndeririz.

Bazılarıysa hiç giremez hayatımıza.

Yaklaştırmayız, uzakta tutarız.

Hayat, herkesin kendi kurallarını koyduğu

görünmez bir ada gibidir.

O adada kim kalacak,

kim gidecek,

kim hiç giremeyecek…

karar çoğu zaman bizim elimizdedir.

Ama bazen, gelenler kendilerini ev sahibi sanır.

Fazla kalanlar olur.

Biz izin verdiğimiz için yerleşenler,

sonra bize yer bırakmaz.

Kıyamadıklarımız gelir ve önce bize kıyar.

Zihnimizde bin kere uğurladıklarımız,

birkaç güzel sözle geri döner.

Ama her dönüş,

aynı bataklığa saplanmak gibidir.

Adalar karışır zamanla.

Kimin adasında konaktayız,

kim bizim adaya izinsiz girmiş,

seçmek zorlaşır.

İşte tam o anda,

kendimize dönüp sormalıyız:

Kim kalmalı,

kim gitmeli,

ve biz kimin adasında fazlayız?


Sevgilerimle,

Belgin Baykal


16 Ekim 2023 Pazartesi

Kenar Süsü Olmayın



İstanbul’un puslu hüzünlü havasında bir de Sıla, 

‘Kenar Süsü’ şarkısını söyleyince havan güzel olsa da 

depresif olabiliyorsun.

“Kenar süsü oldum hayatında

 Yani olmasamda olurdu

 Kaza süsü de verirdin vefatıma

 Yokluğum boşluk yaratmazdı”


Birilerinin hayatlarında yer almak bu kadar ağır olmamalı.

Hissettirilen duyguların karşılığında kendini böyle görmek çok üzücü.

Herkes bir başkasının hayatında kenar süsüdür aslında.

İlkokulda yazılarımız güzel gözüksün diye defter

kenarlarına bu çalışmalar yaptırılırdı.

Her sayfa kenar süsüyle başlardı.

O sayfa bambaşka olurdu, sıradanlıktan uzak ve heyecan verici.

Biz de birilerini hayatımıza kenar süsü gibi alırız, 

sonra da kendimizi kenar süsü hissederiz.

Oysa karşılıklı bir alışveriştir bu.

Kimse kimsenin bir şeyi değilken yüklediğimiz anlamlardan

başka ne olabilir ki.

Bir tartışma ya da ayrılıkta, tanımayacak kadar birbirinden

uzaklaşan kişiler değil miydik sonuçta? 

Hepsi duygusal yükten öte değildi.

Düşündüğün ve büyüttüğün kadardı her şey.

Beyninde yaşattığın kadar varlardı.

Anlamlandırdığın kadar önemliydiler.

Beyin savaş halindeyken, ilişkilerle baş edilmesi güç bir dönem başlar.

Sürekli sorgular, yeni yollar arar kendine.

İçinden çıkamayınca da kendini zayıf ve mağdur hisseder.

Hiç kimse için bunu hissetmeyin, akıl oyunlarından başka

bir şey değil bu yaşananlar.

Bırakın hayatınızda her şey olması gerektiği gibi aksın.

Gelmesi gerekenler gelsin, gitmesi gerekenler gitsin.

Ne kenar süsü hissedin ne de hissettirin.

Hepimizin tek ortak noktası insan olmamız.

Onun dışında her şey detaylardan ibaret.

Bir insanın gönül yükü olmayın, 

sonrası zincirleme kaza gibi herkesi etkiliyor.

Boşverin size yapılanları ya da yaptıklarınızı.

Her şey geçer gider hayat gibi.

Bir gün üzüldüklerinize üzülürsünüz.

Bu puslu havayı dağıtalım mı hemen?

Ajda Pekkan söylesin o zaman;

“Temmuz, Ağustos, Eylül her mevsimde durma gül

Hayat inan çok kısa belki çıkmayız yaza

Boşvermişim, boşvermişim, boşvermişim dünyaya

Ağlamak istemiyorsan sen de boşver dünyaya”


Sevgilerimle

Belgin BAYKAL

29 Eylül 2023 Cuma

Bir Tanışamadık








Bazen tanıdığımızı sandığımız insanlara en çok yabancı kalırız.

Her seferinde aynı yerde bocalar,

"Neden yine ben?" diye sorarız.


Ama biz de onların hayatında beklenmedik bir yabancıyız belki.

Bizi üzerler, farkında bile olmadan geçer giderler.

Bazıları ise tekrar tekrar döner,

“Orada mısın?” diye bakar.


Ama değişen bir şey olmaz.

Sadece yaralar eşitlenir.


Bu geliş gidişlerin kimseye faydası yoktur.

Kendini tanımayan, aynı hatayı tekrarlar.


Bir kapıyı yeniden çalıyorsan,

her şeyi sıfırdan kabul etmeye razı olmalısın.

Ancak o zaman hem kendine hem karşındakine adil olursun.


Geçmişte yaşadıklarını yeni birine taşımamalısın.

Çünkü o da kendi hikâyesiyle geliyor olabilir.

Ve seninle yüzleşmekten çekiniyor olabilir.


Herkes sorunlu mu gerçekten?

Yoksa biz hâlâ kendimizle tanışamadık mı?


Zor bir anda,

hiç tanımadığın bir yönünle karşılaşırsın.

Ve o an dersin ki:

“Demek bu da benim bir parçam.”


Tanışmalar böyle başlar.

Ama çoğu zaman unuturuz…


Ve yeniden:

“Merhaba, daha önce tanışmış mıydık?” diye sorarız.


Kendini tanırsan,

başkalarını da tanıman kolaylaşır belki...


Sevgilerimle,

Belgin Baykal


5 Temmuz 2023 Çarşamba

baykalbb

3 Aralık 2022 Cumartesi

İmza Günüm



✨ Bir yolculuk, bir sabır ve biraz inat meselesi…

“Yazmak bir ağaç gibidir...
Her kelime bir dal,
Her his bir yaprak,
Her cümle bir iz bırakır.”

Bazen hayallerimiz gerçekten hayalimiz değildir.
Benim yolculuklarım genelde, aklımdan geçenlerden
çok başıma gelenlerden ibaretti.
Yazmayı ve kurgulamayı çok sevdiğim için öylesine başladığım
satırlar, bana üç kitap ve bir imza günü olarak geri döndü.

Başladıktan sonra geri dönmemek
Ve ne olursa olsun sabırla üstüne gitmek
Sizi hak ettiğiniz sonuca götürür.

Bu deneyimime de, birkaç kere vazgeçip yeniden başladığımdan kazandım. 🤗
“Asla vazgeçme” sloganım da işte tam buradan gelir. ☺️

📖 Kitap yazmak isteyenlere tek bir cümleyle yol gösterecek olsam:
Yaz. Okut. Duy. Duyguyu kaçırma.

Yazmak sadece cümle kurmak değildir.
Kendini kurmaktır…

Sevgilerimle,
Belgin Baykal


 

6 Ekim 2022 Perşembe

E Kadar Hayatlar

 


Benim için yine heyecanlı bir dönem başladı, 

ikinci çocuğum dünyaya gelmiş gibi bir duygu yaşıyorum. 

Gerçekte kızım doğduğunda bu kadar hissedememiştim. 

Elime aşırı canlı bana ihtiyacı olan bir melek teslim etmişlerdi. 

Ne yapacağımı bilmiyordum tam olarak.

Ama bunda daha farkındayım, bu bebeğin gelişim süresini

ve kaderini ben yazdım.)

Kitaptaki kişilerin neler yaşayacağı, nasıl mutlu olacaklarını 

göstermeye çalıştığım bir küçük dünyaydı burası.

Kitabın oluşum aşamasından biraz bahsetmek istiyorum. 

Çünkü acımasızca eleştirenler oluyor.)

Yeni yapılan inşaat gibi düşünün. 

Önce iskeletini kuruyorsunuz, sonra dış cephesini bitiriyorsunuz

 ve sonunda iç detaylara yolculuk başlıyor.

Kitabın anlatım şekli ve kurgusu en hassas nokta. 

İşçiliğin çok iyi olması gerekiyor ki inşaata yazık olmasın.)

Defalarca içinizden yüksek sesle okumanız gerekiyor. 

O zaman kulağınıza hataların gelmesi daha mümkün. 

Yani bu benim çalışma şeklim.

Kurguda hata var mı?

İsimler her defasında doğru yazılmış mı, tarihlerde sorun var mı?

 Zamanlama hatası ve konu bütünlüğü derken uzun bir çalışma sizi bekliyor.

Hatasız değil, az hatalı yazmaya çalışıyorsunuz. 

Çünkü kusursuzluk isteği daha çok hataya yöneltiyor insanı.

Onun için rahat ve disiplinli çalışmak gerekiyor.

Daha önceki kitabımı “kitapyurdun’dan” çıkartmıştım. 

Orada ücretsiz basım sistemi geçerli gözüksede, 

kitap yükleme aşamasını geçemediğiniz için bir ajanstan destek alıyorsunuz. 

Dolayısıyla yine bir ücret ödeyip kitabınızı ortaya çıkartıyorsunuz.

En kötü yanı sizden başka reklamınızı yapacak ve 

ilgilenecek kimsenin olmaması.

Aynı doğurduktan sonra çocuğuna sahip çıkmayan 

anne gibi ortada bırakıyorlar sizi.)

Instagramda bu işi yapan kişiler var, kitabınızı sizden hediye olarak

 istiyor ve okuyup yorumluyor.

Çok içten ve doğal yorumlamalarına rağmen onlarda 

bu işi yapanlar olarak birbirlerini takip ettiklerinden bir işe yaramıyor.

Yani eserinize güveniyorsanız onu iyi bir yayınevinden çıkartmayı tercih edin.

Maliyetli olsa da itibarda tasarruf olmaz dememişler miydi.)

Her yerden satılabilmesi ve yayınevinin reklamlarınızı 

üstlenmesiyle belki okur kitlesi artabilir.

Instagramda, ilgilendiğim konu kitap basımı olunca, 

onlarla ilgili karşıma hep teklifler çıkmaya başlamıştı.

“Ayyıldız yayınevi” kitabınızı ücretsiz basalım şeklinde karşıma çıktı.

Tabii bu devirde parasız kim sizin kitabınızı basmak istesin? 

Ancak ünlü ve daha önce tanınmış bir yazar olmanız gerekiyor.

Dolayısıyla bunun hikaye olduğunu bile bile aradım.

Karşıma enerjisi yüksek tatlı bir editör çıktı. 

Başka bir yere sormadan teslim oldum resmen.

Beklediğim rakamın altında olması beni rahatlattı, 

onun dışında asla ücretsiz basım diye bir şey yok inanmayın.)

Umarım yine hislerim yanıltmaz beni.

İkinci kitabımın adı ‘E Kadar Hayatlar’

Hayat dediğimiz süreç ne kadar uzun gibi gözükse de 

bir sesli harfin diğer harflerle bütünleşmesi kadar değil mi?

Seven 'e' kadar…

Evlenen 'e' kadar…

Giden 'e' kadar…

Gelen 'e' kadar…

Öğrenen 'e' kadar…

Eğlenen 'e' kadar…

Ve 

Ölen 'e' kadar…

Bu kitabımda iki neslin aşkı var. Babanın ve kızının ayrı ayrı aşk hikayesi…

Tabii onlara bu yolculuklarında eşlik eden başkalarının hikayeleri.

Şehnaz hayatına kendi imzasını atmak üzere yola koyulmuştu. 

En büyük desteği olan babası Kemal Bey’in 

geçmişte kaldığını sandığı gizli hikayesiyle yüzleştiğinde 

her şey aynı kalacak mıydı? 

Onları neler bekliyordu gelecekte?

Aşk mı? Mantık mı? Konfor mu?

Kendi hayatlarının limanı olabilecekler miydi?

Umarım beğenirsiniz.



Sevgilerimle


Belgin Baykal


https://www.kitapyurdu.com/kitap/e-kadar-hayatlar/628607.html&filter_name=belgin+baykal


























Ezik Demeyin Kimseye

Toplumun sessiz kahramanlarıdır onlar. Kendini öne atmayan, ama her şeyin farkında olan insanlar. Onlara ezik derler, çünkü bağırmazlar. Çün...