Unutulmuş birer birer
Eski dostlar, eski dostlar
Ne bir selâm ne bir haber
Eski dostlar, eski dostlar
Bu güzel şarkı çalarken “Bütün eller kilitlenir, bütün gözler buğulanır”
Herkes bütün sözleri kalbinde hisseder ve tüm coşkuyla eşlik eder.
Dostu olmayanlar bile dostu varmış gibi havaya girer.
Öyle sihirli bir şarkıdır.
Hayatta her şeyin sahibi olabilirsiniz ama dostunuz yoksa gerçekten boşa bir hayat geçirmişsiniz.
Bir insanı hayatınızda tutmayı başaramamışsınız ya da o insanın hayatında olmayı.
Hiç dostum yok diyenler hep hayıflanır.
Karşı tarafın onu anlamadığından, kendisini hak etmediğinden dem vurur. Buna da inanır.
Aslında gerçeği bu değildir. Hayatınıza aldığınız insan gerçekten dostunuz olabilecek nitelikteyse size çok görev düşüyor.
Hani iyi gün ve kötü gün vardır ya!
Kalben o insanın her zamanında yanında olabildiniz mi?
Tüm duygularına tüm içtenliğinizle katılabildiniz mi?
Ya da ona karşı çok samimi ve net davranabildiniz mi?
Eğer onun hayatında ki olumlu şeyler sizi rahatsız ediyorsa,
Sizin “Dostunuz olamaz”, çünkü dost olmayı bilmiyorsunuz…İçinizde olan kötü duygular sizin dost olmanızı engelliyor.
Başkasının başarısı sizi üzüyorsa, sahip oldukları mutsuz ediyorsa,
Sakın “Eski Dostlar Şarkısı” çalarken hüzünlü gözlerle eşlik etmeyin.)
Ne kendinizi, ne de başkalarını kandırmanın bir anlamı yok.
Samimiyet ve içtenlikte bulaşıcıdır. Sizden karşı tarafa geçer.
Bütün duygularınız siz istemeden en net şekilde iletilir.
Siz kandırdığınızı düşünürken beden diliniz ve gözleriniz sizi ele verir.
“Gözler kalbin aynasıdır” derler ya!
Gerçekten de öyledir. Bir insanı gözlerinden tanırsınız.
Size bakışlarından, yüzünde taşıdığı anlamdan, her şeyden ele verir kendini.
Sevildiğinizi, acındığınızı, önemsenmediğinizi, değer gördüğünüzü ya da sevilmediğinizi o bakışlardan anlarsınız.
Kısaca “Dost olamayanın, dostu olmaz” Önce siz dost olmayı öğrenmelisiniz.
Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır.
Eğer kusurların varsa, onlardan kurtulmaya çalışmalısın ve bundan korkmamalısın.
Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.
Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır.
Konfüçyüs
Sevgiyle ve dostlukla kalın...
Belgin BAYKAL