Gündemdeki aşklar ve skandallar sanki hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.
"Kim kiminle birlikte?",
"Evlenmiş mi, ayrılmış mı?",
"Hamile mi, değil mi?",
"İlk sevgilisi kimmiş?",
"Kaç kişiyle beraber olmuş?"
Bu sorular ekran başında hepimize sorulmuş gibi izliyoruz magazin programlarını.
Oysa gerçekten bu kadar ilgilenmemiz gerekiyor mu?
Magazin haberlerine bakıyorum da…
İyi ki ünlü biri olmamışım!
Gerçekten bu kadar sabırlı olamazdım.
Yakın bir arkadaşımla yemeğe çıksam,
Ertesi gün gazetelerde sevgili olarak uyansam…
Ayağım burkulup yanlışlıkla birinin koluna tutunsam,
"Çok içti, ayakta duramıyordu!" diye başlık atılsa…
Her gün gerçekle ilgisi olmayan bir haberle güne başlamak…
Evet, magazin haberciliği 'ne kadar abartı, o kadar reyting' formülüyle iş yapıyor.
Ama o insanların bir hayatı, bir ailesi, bir mahremiyeti var.
Ve bazıları gerçekten sadece işini yapıp sahneden inmek istiyor.
“Onları biz ünlü yaptık, istediğimiz gibi haber yaparız” yaklaşımı,
zorbalıktan başka bir şey değil?
Evet, kameraların ilgisini seven ve her fırsatta görünmek isteyen isimler var.
"Şurada olacağım, gelin beni çekin!" diyenler…
Onların haberini yapın, ne istiyorlarsa versinler size.
Ama sırf tanınıyor diye, sokakta yürürken bir fotoğrafını
ya da videosunu çekmek,
sürekli özel hayatına müdahale etmek…
Bu çok hazmedilir bir şey değil.
Işıl ışıl görünen hayatların bedeli de ağır oluyor.
Yediğiniz, içtiğiniz, sevdiğiniz, güldüğünüz, ağladığınız...
Her şeyiniz ortak alan oluyor.
Bir sabah baş ağrısıyla kalksanız bile görenler için haber oluyor.
“X çok bitkin görüntülendi.”
Ve maalesef bazı insanlar bu haberlere koşulsuz inanıyor.
O yüzden basın özgürlüğü kadar, mahremiyete de saygı olmalı.
Ünlü olmak, özgürlüğünden vazgeçmek zorunda kalmak değildir!
Bu baskılardan bunalan birçok isim, çareyi yurt dışında,
özellikle Amerika’da buluyor.
Basın mensupları biraz da empati yapmalı.
Haber başlığı atmadan önce iki kere düşünmeli.
Magazin sadece eğlence değil, aynı zamanda etik olabilir.
Birinin utancı, mahcubiyeti ya da mutsuzluğu,
sizin mesleki "başarınız" olmasın.
Sevgiyle kalın,
Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder