8 Mayıs 2012 Salı

Sonuna Kadar Kadınımsın!










Nasıl bir duygudur bu! Baştan kıymet bilmemek, aldatmak, terk etmek, onu yok saymak ama onun başka bir hayatta soluk almasına da tahammül edememek.

Karşı taraf için hissettiği mülkiyetçilik duygusu ve paylaşamama hali ne kadar hastalıklı bir durum.
Bıraktığı ya da terk edildiği kadının sürekli mutsuzluğunu ve yok oluşunu beklemek.
Bir erkek hayatını yaşamayı seçerken, kadın itaat eder ve kabullenir, intikam peşinde koşan kadın erkeğe oranla daha azdır.
Aynı hayatı kadın seçerken neden namusundan ve seçiminden dolayı suçlanır.
Neden erkek gibi destek görmez!
Neden isminin başına ilaveler eklenir?
Erkeğin adı nam kazanırken, kadın neden bu kadar kötü muamele görür.
Duygular ve beklentiler aynı değil midir?
Mutluluk ve huzur kadının aradığı şeyler arasında yok mudur?
Hayatı hep yetinmek üzere mi kurulmuştur?
Neden bütün hoşgörüler kadın da son bulur?
Biten beraberliklerde, neden fedakarlıklar hep kadından beklenir?
Başta güzel başlayan ilişkiler bittiği zaman hep intikam mı taşımalıdır?
Ayrıldıkları eşlerini başkalarıyla paylaşamayan, 3. sayfa haberlerine kadar olayları taşıyan egosu

yüksek, zayıf erkekler. Nedir istedikleri?
Her yerde bir eşi ve sevgilisi olsun, her şey onun istediği gibi mi olsun?
Yetiştirilirken anneleri tarafından çok kollanan ve özel bir yerde tutulan erkeklerin böyle düşünmesi çok doğal.

Eşlerinde beğenmedikleri ve eleştirdikleri birçok davranışı oğullarında değiştiremeyen annelerin  yetiştirdiği erkek çocukları, gelecek için hiçbir umut vadetmezler. Eski öğretiler yeni nesile aynı şekilde yansır.

Ama aynı anne, kız çocuğunu yetiştirirken farklı bir görüş sergiler.

Daha paylaşımcı, idareci, yuvasına ve eşine itaat eden, fedakarlık ve tek eşlilik üzerine süsler beynini ve hayallerini…
İki farklı düşünce ile yetiştirilen kişilerin aynı evde bir araya gelmesi ve uzlaşması çok kolay olmaz!
Sonuç böyle olunca, sadece kendisini düşünen ve her türlü hakkı kendisinde gören erkekler çoğunlukta.

Birliktelikler ve ilişkiler insan olduğumuz sürece bizimle beraber olacaktır.
Yanlış kararlarda alabiliriz, hata da yapabiliriz.
Ama “Böyle geldi, böyle gider” diyemeyiz!
Hatalar ders almak içindir.
Yaşanılan ne varsa, bütün duygular insana dairdir ve cinsiyeti yoktur.
İyide hatırlanabilir, kötüde!
Önemli olan saygı ve sınırlardır.
Kararları doğrultusunda seçtikleri yollarda, birbirlerinin düşmanı değil, ortak paydada destekçisi olunmalıdır. Belki o zaman ayrılmalarda bile azalma olur.
Kısa hayatta kalıcı güzellikler bırakmak umuduyla…

Sevgiyle Kalın…
Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...