14 Mayıs 2012 Pazartesi

Gerçekten Eğitim Var mı Bu Ülkede?














Eğitim ve Öğretim Sisteminde alınan acil kararlarla o kadar gencin ve yeni Eğitim hayatına atılan miniklerin gelecekleriyle nasıl oynanır anlaşılır gibi değil.
Dershaneler kapatılacak!
Sınavlar kaldırılacak!
Kademeli eğitime geçilecek!
Dörtlü sisteme geçiş!
Fatih Projesi derken bir sürü yenilik hiçbir pilot geçiş yapmaksızın hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Kendi kimliği ile tanışmayan çocuk bir sürü yeni sistem ve ailesinin kişisel hırslarıyla baş başa bırakılıyor. 

Düz eğitim sisteminde öğretmenler dersi anlayanla yapıyor anlamayana özel ders teklifleri sunuluyor. 

Öğretmenlerin maddi yük olarak görüldüğü bu sistemde bu sonuç normalleşiyor.

Çocuklar okula sadece gitmek için gidiyorlar.
Dershaneler kalkacak deniyor ya!
Bana kalırsa düz eğitim veren ilk ve orta derece okullar kalksın.
Okulda eğitim göremeyen ve kendini ifade edemeyen öğrenciler dershanelerdeki eğitimcilerin özel ilgisiyle kendilerini daha iyi hissediyorlar.
Başarma hissini onlarla yaşıyorlar.
Dershanelerin kapatıldığı gün, üniversite soru sistemini ilkokul seviyesine indirmeleri gereken gün olacak. Eğitim sistemi hala oturmuş değil. Eğitimcilerin aldıkları ücret onları tatmin etmediği için öğrenciye yönelik fazladan bir özveride bulunmak istemiyorlar.
Yabancı dil, merhaba, evet ve hayırdan ibaret.
Matematik, dört işlemi öğrendilerse büyük kazanç,
Coğrafya, yaşadığı yeri ve komşu ülkelerini öğrendiyse ne ala.
Tarih, Birkaç savaş ismi verip resmi bayramlarımızı sayabiliyorlarsa mutlu olalım.
Türkçe, dil anlatım ve edebiyat, gerçekten içine İngilizce katmadan bir cümle kurabiliyor mu? Ya da cep telefonundan attıkları mesajlara bakın, dilbilgisi katledilmiş mi?
Bunların hepsini düşünün ve eğitime ona göre şekil verin.
Önce alt yapının iyi kurulması gerekir.
Test edilmeden geçiş yapılmaz.
Bu konuda örnek teşkil eden ülkeler var, onların eğitim sistemlerini ve alt yapılarını inceleyin.
Nasıl başarılı olmuşlar araştırın.

Sınav sistemi gerçekten olmalı mı?

Bütün bir sene yoğun hazırlanılan ve tüm hedefleri sadece 3 saatlik sınava bağlı olan gençlerin yaşadığı stres ve sınavda başarısız olma kaygısı telafisi olmayan sonuçlara neden oluyor.

Midesi bozulanlar, bayılanlar, sınav yerini bulamayanlar ya da özel durum yaşayanların tüm geleceklerinin bu sınavlara bağlı olması çok üzücü.

Bir de ailelerin çocukların üzerinde kurdukları baskıyı düşününce hep çocuk kalmak en güzeli.

Her şeyin sınav olmadığını, eğitimin birkaç senesini maneviyat ve güzel insan olma temelleri üzerine vermeyi amaçlamak, sosyalleşmelerini sağlamak, bizi gelişmiş eğitim sistemi olan ülkeler arasına sokar.

Çocuklar yönlendirilmek ister ama yetenekleri doğrultusunda.

Bu aşamada aileye çok iş düşer.

Manevi desteğinizi esirgemeyin, çocuklarınızı robot gibi görmeyin, mutlu çocuk yetiştirin.

Aynı sözleri tekrarlayıp sıkıcı ebeveynler olmayın.
Renkli, canlı eğlenceli olun.
Bunların hepsi sizin elinizde.
Hepinize iyi dersler;)


Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...