Hayatta kalıcı işler yapıp hoş sada ile anılmak, bir kişinin en büyük mirası olmalı.
Bugün albümler ve resimler arası geçmişe doğru bir yolculuğa çıktım.
Yaşanmışlıklarla dolu uzun bir hayat.
Bir o kadar da kısa…
Sanki özeti alınmış hayatımın...
Ana fikri çıkarılmış ve bugüne gelinmiş.
Öznesi ve yüklemi değerini kaybetmiş.
Elimden kayarken resimler;
Kimisine kızgınlıklarım,
Kimisine kırgınlıklarım,
Kimisine de yüzümde gülümsemelerim vardı.
Bazıları hayatta değildi, hüzünleri vardı...
Bazıları daha çok özleniyordu…
Bazılarını geçiştiriyordum hızlı hızlı ve düşünüyordum aynı anda, “Ne kadar gereksizlermiş hayatımda”
Zaman kaybı bu olmalıymış.
Ne kadar anlam yüklenirmiş her kelimeye, her satıra.
Ne çok takılırmış akıl, olur olmaz saçmalıklara.
İşte gün gelir her şeyin boş olduğunun anlaşıldığı dönemle yüzleşir insan.
Bununla yüzleşmekte başarıdır.
İyilikler ve kötülükler duvar yazısı gibi kazınır akıllara.
Herkesi bu doğrultuda anarsın.
Kimisini vefası, kimisini cefası ile.
Hayat iki farklı şey sunar bize.
İyi olmak ya da kötü olmak…
İçimizde beslediğimiz ve bizi yönlendirmesine izin verdiğimiz duygularla hayatımıza hükmederiz.
Neler yaptıysak iyi ya da kötü karşımıza çıkar.
Adınızın geçtiği yerde, güzel sözlerle anılıyorsanız,
Siz de “Hoş sada” ile ayrılacak insanlardansınız.
Tıpkı büyük şair Baki’nin dediği gibi
Her şeyin gelip geçici olduğu bu fani dünyada,
"Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder