8 Mayıs 2012 Salı

Kendine Kalıyor İnsan Eninde Sonunda...










Uzun zamandır Nişantaşı’na çıkmamıştım.
İstanbul’da yaşayıp bazı yerleri arada bir de olsa görmemek olmuyor.
Hep aynı yerleri tavaf etmekten bunalıyor insan. 
Birkaç ayda bir de olsa Boğazı görmeli, Taksim’de yürümeli, 
Adalara gitmeli ama hafta arası.
Yaş ilerledikçe insanların kalabalığı, şehrin yoğunluğu yormaya başladı.
Yeni korna almış sevindirik minibüs ve taksi şoförlerinin her fırsatta ellerini çekmeden kornaya basması, insanların birbirlerini ite kalka dolaşmaları, durup dururken öfkelenen
esnafın birbirleriyle dalaşması ve daha birçok sebep.
Evi sever oldum, kendimi özler oldum.
Sıcak olsun, temiz olsun, ocakta pişen yemeği, kaynayan demli çayı olsun. 
Evimde arınmaya başladım tüm kirliliklerden. 
İki nefesim oldu mekânım.
Huzur kovalar oldum her yerde, kendimi anlatmalardan ve anlaşılamamaktan yoruldum. 
Artık kendime döndüm. Ona güveniyorum ve inanıyorum. 
Bana yalan söylemiyor, beni kırsa da sonra yine barışıyoruz. 
Çünkü beni iyi tanıyor. 
Nelerden hoşlandığımı biliyor, sıkıntılıysam üstüme gelmiyor ya da halledemediğim bir sorunum varsa beni dinliyor ve rahatlatıyor. 
Bazen her şeyi yüzüme söylüyor. 
Haklı ya da haksız! Onun sözleri kırmıyor.
Çünkü gerçek dostum olduğunu biliyorum. 
Ne zaman yalnız kalsam! Ondan başka yine kimsem yok...
Beni oyalıyor, eğlendiriyor, güldürüyor, sevindiriyor bazen de ağlatıyor. 
Bu zamanda insana can lazım, yoldaş lazım…
"Ne sevda ne de dostluk ilişkileri" hiçbirine güvenilmiyor artık,
"Canımsın" dediğin insanlar, sessiz sedasız seni hayatlarından çıkarıyorlar haberin olmuyor. 
Ne kadar çabuk infaz ediyorlar sorgusuz sualsiz.
Söz hakkın bile kalmadan kendini ipte sallanır buluyorsun.
Böyle olunca kimseye dostum var, sevdiğim var diyemiyorsun.
Varsa da o an var, gelecek için teminat yok.
Hepimiz koşullu sevmeye başladık herkesi.
"Bana iyi davranırsan, beni mutlu edersen seninle beraber olurum."
“Kimsenin nazını sözünü çekemem” durumlarındayız.
Bu şartlarda yalnızlığa gebeyiz.
Aslında kendimize dönmeye başladık.
Kendimizi nazlar olduk.
Nelerden hoşlanıyorsak onu yapmaya başladık.
Bizi sıkmayan insanlarla görüşmeye, hoşlandığımız ortamları paylaşmaya...
Yani gittikçe azalır olduk.
Küçükken mutluluğumuzu, iki elimizi kocaman açarak ifade ederdik.
Şimdi “Bir avuç mutluluk yeter” olduk.
Candan Erçetin'in bir şarkısında söylediği gibi;

Kendine kalıyor insan eninde sonunda…

Sevgilerimle,
Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...