Herkesin içinde bir huzur arayışı ve bunun telaşı,
Bilmezler ki insanlar kendi huzurlarını kendileri yaratırlar.
Zamanla rahat bir yaşam bile insanın huzurunu kaçırma nedeni olur.
Güzel, sorunsuz bir hayatın vardır, her gün gider gelirsin ve aynılıkları
sürdürürsün.
Sonra bu rutin güzellik seni rahatsız etmeye başlar.
Yaşadığın hayatta kusur aramaya başlarsın.
Durup dururken tadilat çıkarırsın, ev değiştirirsin, araba değiştirirsin, saç, baş, kilo verme, spor
şeklinde nükseder.
Bir süre mutlu olursun, sonra her zaman onlara sahipmiş gibi hissedersin kendini.
Yine arayışların başlar, eşine, dostuna, çocuğuna ailene takarsın. Onları değiştirmeye çalışırsın.
Bu arada kendini değiştirmek için hiçbir çaban olmaz.
Her şeyi karşı taraftan beklersin…
Bulamayınca da yine huzurun kaçar, mutsuz olursun.
Etkinlikleri takip etmek istersin sosyalleşmek adına, yanında sana uyacak birisini bulursan
şanslısındır. Monotonlaştık, enerjimiz bitti, ruhumuz farklı yerlerde şeklinde arayışlar başlar.
Huzuru kaçıracak şeylerin içine gönüllü gireriz,
Sonra “Niye bunlar bizim başımıza geliyor” diye söyleniriz.
Kısaca, “Rahat Batar”
Yaşanılan her şeyin bir bedeli vardır.
Yanlış ilişkilerde aranılan huzur insanı gerçek mutsuzluğa götürebilir.
İnsanın kendi iç huzuru olmadıkça, karşısına veya bir ilişkiye huzur vermesi mümkün değildir.
Hele ki işin içine bir de vicdan muhasebesi eklenirse, huzur artık rengi solmuş bir resim gibi olur bellekte…
Gerçek aşk ve sevgi, sevdiğin insanın hayatına ve sahip olduklarına saygı duymaktır.
Ama önce kendine saygı duymaktır.
Bu zaman tünelinde yolculuk tahterevalliye benzer,
Bir gün kendini göklerde, bir günde yerlerde bulursun.
Her gün “Nasılım” diye kendimizi yoklamak yerine,
Sahip olduklarımızın değerini bilip yetinmeyi çok görürüz.
İnsan ruhu karışıktır ve ıslahı zordur.
Ne yetinmeyi bilir, ne de kıymet bilmeyi.
Her zaman her şeyi yapmak için bir sebebi vardır.
Sebep bulamayınca da en büyük silahını kullanır,
“Her şey senin yüzünden” şeklinde…
Suçlamak en kolayıdır.
Suçluluk duymak ve bunu dile getirmek en zorudur.
Huzuru kaçmış insanların en büyük yalanı huzur aramaktır.
Çünkü huzur vermeyi bilmeyen insan huzuru bulamaz.
Kendisi bulamadığı gibi başkalarının huzurlu olmasından da rahatsızlık duyar.
Mutlu insanlardan hoşlanmaz.
Huzur arıyorum derken, huzur kaçırır…
Hayatımızda olan şeylerin değerini bilmek yerine, olmayanların eksikliğini duymak daha caziptir.
Gerçek huzur, her güne sağlıkla başlamak, elimizdekilerle yetinmek ve iyi insan olma yolunda tutum sergilemek.
Bundan sonrası ayrıntıdır.
Maalesef ki kaybetmeden hiçbir şeyin değeri anlaşılmaz.
Huzurla Kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder