İki farklı metabolizma, iki farklı kültür, iki farklı cins…
Bir araya gelir ve birbirlerini çözmeye çalışırlar.
Kadının sevdiği, hoşlandığı şeyler ve beklentiler erkeklerin beklentilerinden çok uzaktır.
Erkek, bir kadının istediği ya da beklediği şeyleri anlamak istemez. Çünkü onun dünyasında, yaşam tarzında yoktur.
Anlamak istese de kadın gibi düşünmesi mümkün olamaz.
Bir erkeği saatlerce alışveriş merkezinde gezdiremezsin!
İlk zamanlar dolaşır uyum gösterir.
Mutlu gezer ya da mutluymuş gibi davranır sonra hafiften başlar söylenmeye;
Ne gerek var, evde yok mu?
Bugün olması şart mı?
Ya da! Şimdi sırası mı?
Kadının asla duymak istemediği sözlerdir.
O da her dakika kendisine uyacak, onunla gezmekten zevk alacak, onu önemseyecek birisiyle beraber olmak ister.
Kadın ve erkeğin muhabbeti her zaman sarmaz birbirini…
Kadın ister ki; arada da olsa romantik, övgü dolu güzel sözler duysun, sohbetler güncel ve içten olsun, içinde eleştiri olmasın!
Elinde çiçeği ile gelen, önemli günleri unutmayan, çocuğuna, yuvasına, ailesine, sevgi ve saygı duyan birisiyle ömür boyu mutlu olsun.
Erkek ise güzel, becerikli, ailesine saygılı, çocuklarına iyi anne, kendisine de beklentisiz bir eş ister.
İstediği saatte gelsin, gitsin, aranmasın, hesap sorulmasın, maçına, içkisine, oyununa, sohbetine karışılmasın, o her şeyi kendi isterse yapsın ister.
Bunlardan bir tanesinin bile olmaması aldatmak için haklılık sebebidir.
Kendisine bahaneler uydurur. “Benim istediğim gibi davransa ben yapar mıyım?” diye, aslında değişiklik zamanı gelmiştir. Biraz havalanıp yine yuvasına dönmek ister. Bu durumda da kadından anlayış bekler. “Ben erkeğim, farklıyım, beni anlamalısın” şeklinde.
Kadın ve erkeğin anlaşılmazlığı burada son bulur.
Çünkü hiçbir kadın bunu kabul etmek istemez.
Kabul etmiş gözükse de asla unutmaz, her fırsatta erkeğe
bunu hatırlatır.
Erkeklerde yapılan her şeyin kadın tarafından bir an evvel
unutulmasını ister.
Kadının sürdürmesine de anlam veremez.
Ama bunun tersi bir durum, erkek tarafından asla kabul
görmez ve göremezde.
Çünkü onlar erkektir ve dokunulmazlıkları vardır.
Toplum ve aile yapısı her zaman erkeğin yanındadır bu konuda.
Kadın olduğun için, toplum tarafından büyük bir aceleyle hazmettirilir ihanetler, aldatılışlar.
Bilmezler ki Erkek ve Kadının bu konudaki duyguları aynıdır.
İhanet ve aldatılış büyük yaradır her iki cinste de.
Bu farklılıkları, inişleri-çıkışları, biz ne kadar itici görsek de, aradaki cazibeyi artıran çekim yasasıdır.
İki cins bu kadar birbirinden şikayet ederken, nedense; yeni ilişkilere de şans vermeden geçemezler.
Buradan da anlaşıldığı gibi çekim yasası başarıyla sürüyor…
Detaylara takılmadan, temel ilkeler göz önünde bulundurularak küçük kalp atışlarına, büyük sevgiler yok edilmemeli…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder