Ne kadar şans oyunlarına düşkün bir millet olduk.
Herkeste emeksiz para kazanma merakı ve bir an önce köşeyi dönme planları…
Buna etken olan, televizyon dizilerindeki lüks yaşantılı diziler ve filmler, bankaların sorgusuz sualsiz verdikleri bol kredi kartları.
Alışveriş Merkezlerindeki artış ve insanların birbirlerine yaptıkları gösteriş dolu muhabbetler.
Sen hiçbir şeye ihtiyaç duymasan bile, çevreden gelen etkilerle kendini onların arasında buluverirsin…
Ne kadar görmezden gelsek de, her şey kontrolden çıkmış durumda.
Hiçbir şeyin eksik olmasına dayanamıyoruz.
Eskiden yeni evlenenler zamanla eksiklerini tamamlarlardı.
Şimdi eksik olmadığı gibi fazlalıklarla boğuşuyorlar.
Her şey tam olsun denilince, kredi kartlarına büyük iş düşüyor.
Gelirin üzerinde yapılan harcamalar soluk aldırmayınca, çare şans oyunlarında aranıyor.
Geçmiş yıllarda şans oyunlarından büyük ikramiye kazananların hikayelerini okudum.
Hiç birisine yaramamış.
Bir süre sefa sürmüşler ne olduğunu anlamadan.
Daha sonra bir anda her şey eski haline dönüşmüş.
Kökten gelen zenginlik insana bir şey yapmaz.
Çünkü o hayata ve varlığa alışıktır.
Sonradan gelen her şey eğreti durur.
Sindiremez, hazmedemez…
Kendini olmuş sanır ama hal ve davranışlar her şeyi ortaya koyar.
İş hayatında haksız yapılan atamalar da böyledir.
Hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı işe torpille atanan kişiler, kökten yetişmiş birisi gibi asla olamaz.
Her zaman bir yerlerde açık verir.
Sonuçta emeksiz ve başkalarının umutları üzerine kurulmuş hiçbir şey mutluluk getirmez.
Geçici sarhoşluk yapar.
Önce kendini bir yere ait hissedemez, sonra aşırı hisseder, kendini aşar.
Bu aradaki değişimden dolayı çevrede gerçek dost kalmaz.
Sadece mevki dostları olur.
Parası olduğu sürece…
Daha sonra bu da rahatsızlık verir.
Kendisi olduğu için aranmak ister.
Her şey sahte gelir.
Çünkü ait olduğu dünyada değildir.
Böyle olunca olay kontrolden tamamen çıkar.
Oluşan düzene uymaya çalışır.
Şans kapıyı çalınca; sanmayın ki her şey çok güzel olacak!
İçinde emeğiniz olmayan her şey dibe batmaya mahkumdur.
Oturmuş bir kişilik, edinilmiş bir hayat kültürü olduğu sürece yıkımınız kolay olmaz.
Artık kolay zengin olma yollarıyla hayal etmeyi bırakıp, kendi gerçeklerimizle yüzleşmeliyiz.
Elimizdekilerle yetinip mutlu olmalıyız.
Haksız kazanç insanı er geç zor durumda bırakır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder