Mevki Sizi de Değiştirir mi?
Uzun zamandır bir yerlere gelmenin hayalini kuruyorsunuz.
Sağa sola bakınıyor,
“Acaba bana faydası dokunacak bir yakınım var mı?” diye düşünüyorsunuz.
Ama o çok arzuladığınız mevkiye gelmek için
ne kadar hak ettiğiniz ya da ne kadar altından kalkabileceğiniz
artık pek de önemli değil.
Çünkü artık tek hedef var:
Yükselmek. Mevki sahibi olmak.
İşte tam burada başlar dönüşüm…
Eskiden eleştirdiğiniz yöneticilerden bile beter olmaya aday olabilirsiniz.
“Boş başak dik durur, dolu başak eğilir.”
Bu söz boşuna söylenmemiştir.
İçi boş insanlar, çabuk havalanır.
Kendini doldurmuş, yetiştirmiş, gerçekten işin hakkını veren insan
ise tevazu sahibidir.
Çünkü kendini “ispat etmeye” ihtiyacı yoktur.
O zaten kendinden emindir.
“Bir insanı tanımak istiyorsan, ona mevki ver.”
Ne kadar doğru bir söz…
İş ve sorumluluk artar, bu doğaldır.
Zaman daralır, bu da anlaşılır.
Ama bu bahaneler insanlığınızı gölgelememeli.
Gerçekten hak ederek, alın teriyle geldiğiniz bir mevki…
Keyif verir.
Çünkü orada oluşunuz hazımsızlık yaratmaz.
Bildiklerinizi, yeteneklerinizi uyguladığınız bir yerde olmak
sizi de rahat ettirir, etrafınızı da.
Unutmayın:
Mevkiler geçicidir.
Kimseye kalmadı, size de kalmayacak.
Günün birinde siz de o koltuğu bir başkasına bırakacaksınız.
Arkanızda kalıcı işler,
ve sizi güzel hatırlayan insanlar bırakmak…
işte asıl başarı budur.
Mevkinizi insanların gözüne sokmayın.
Selamınızı, samimiyetinizi yitirmeyin.
İki günde yürüyüşünüz değişmesin.
Akıllı insan, kazandığı paranın bir kısmını; aldığı nasihatin ise çoğunu kenara koyar.
Seçim sizin. 😉
Sevgilerimle,
Belgin Baykal






