“Nasıl seveceğiz bu kadar zor ve problemli insanları.
Herkes hoşnutsuz, memnuniyetsiz ve öfkeli.
Kimse kimseyi idare etmek istemiyor.
Herkeste haklılık duygusu ağır.
Hepsi hayatlarında suçlu arıyor “Her şey senin yüzünden”
diyebilecekleri.
“Ayna ayna güzel ayna, söyle bana!"
“Benden daha doğru bir insan var mı bu hayatta?”
Ayna dile gelir:) Sen de herkes gibisin!
-Nasıl yani? Delirdin mi ayna?
-Aklını başına al, neler söylediğinin farkında mısın?
-Tabii ki farkındayım. Artık sana yalan söylemeyeceğim.
-Kendini hep özel ve farklı görüyorsun ya; aynı şeyleri bir zaman
geliyor sende yapıyorsun.
En çokta eleştirdiğin şeyleri yapman komik oluyor.
-Nasıl yani! Bende mi yapıyorum? Hiç farkında değilim!
-İşte! Farkında olman için söylüyorum.
-Eleştiriye gelemiyorsun, pohpohlanmaktan hoşlanıyorsun.
-Sana kimse kötü bir şey söyleyemiyor hemen öfkeleniyorsun,
kırılıyorsun.
-Kimsenin sorunuyla ilgilenmiyorsun, varsa yoksa kendi hayatın,
kendi sorunların.
-Her gün her şeyden şikâyet ediyorsun.
“Mutlu olmak için önce başkalarını mutlu etmen gerekir.”
-Sen sadece kendini mutlu edecek insanları istiyorsun, onlardan da
bir şey gördüğün zaman, kendini ilah ilan ediyorsun.
-Herkes “Kötü” bir sen iyi oluyorsun.
-Haklısın galiba, böyle düşünmemiştim.
-Şimdi sana soruyorum. Ne kadar gerçek ve ne kadar doğrusun?
Psikologlar ve uzman kişiler, “Önce kendinizi sevin ”derken
siz kendinizden başka kimseyi sevmez oldunuz.
Onlar sevgi damarlarınızı açmak için, “Önce kendinizi sevin, sonra
başkalarını daha kolay seversiniz” demek istediler.
O bile yanlış anlaşıldı. Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı.
İdare etmek ve iyi geçinmek zül oldu.
Gittikçe bireyselleşme ve yalnızlaşma duygusu, sadece kendini
avutma hali.
İnsanlara duvarlarımızı koyarsak, onlara bütün samimiyetsiz
duygularımızla yaklaşırsak, kendimizi çok farklı tanıtırsak,
önyargılarımızla onlara şans vermezsek!
Sizce biz ne kadar doğruyuz?
Can Yücel Ne güzel Yazmış;
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın gözlerin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin nefret ettiklerin kadar kötü.
Ne renk olursa olsun kaşın gözün karşındakinin gördüğüdür rengin...
Yaşadıklarını kar sayma yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar
yaşarsan yaşa, sevdiğin kadardır ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutursun...
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli
bebek ağladığı kadar bebektir
ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin Kadar Sevilirsin...
Sevgiyle Kalın
Belgin BAYKAL