Aşkı yaşama ya da âşık olma hayali,
sizi yeni umutlara taşırken ruh ikizinizi bulma isteği devreye girer.
Fallar bakılır, her şekil yorumlanır.
Adım adım ruh ikizinize kavuşma vakti geldiği
söylendikçe içinizi mutluluk kaplar.
Kimdir bu "Ruh İkizi"?
Gerçekten siz ne yaparsanız onu mu yapar?
Sizin gezdiğiniz, sizin yediğiniz şeylerden mi hoşlanır?
Düşünceleri sizinle birebir aynı mıdır?
Giyimi kuşamı sizin tarzınız mıdır?
Onu her düşündüğünüzde o da sizi mi düşünür?
Yoksa âşık olma vaktiniz geldiğinde,
gördüğünüz iki benzerlikten sonra
kendinize ruh ikizinizi bulduğunuzu mu itiraf edersiniz?
Yalnız kalmaktan mıdır, sevgi açlığından mıdır?
“Uysa da olur, uymasa da” diyerek
gözü kapalı atlanıyor ilişkilere.
Hızlıya alınmış film gibi yaşanan ve
çabuk tüketilen ilişkilerde nedense ruh ikizi çabucak kayboluyor.
Ya da bulunduğu sanıldığı için, gidişi bir sır oluyor.
İki taraf da birbirinin arkasından atıp tutuyor.
Bir ilişkiyi yaşamadan adını koymak çok zor.
Bazen olmaz dediğiniz ilişkiler çok güzel yol alır,
bazen de tam tersi olabilir.
Ruh ikizi, “Olsa da olur, olmasa da” denilecek biri değildir.
Kendimi düşünüyorum…
Ruhum sürekli değişiyor.
Bir gün beğendiğimi zamanla beğenmeyebiliyorum.
Yemek alışkanlıklarım değişebiliyor,
gezilerim, hobilerim, keyiflerim…
Her şeyim değişebilirken,
yani ben kendi ruhuma ikiz olamamışken,
benim ruhumun ikizini bulmak kime nasip olabilir?
Ya da benimle aynı özelliklere sahip biriyle
ne kadar süre beraber olunabilir?
Bazen kendi ruhumuzdan sıkılırken,
aynı ruhun ikizinden zaman içinde sıkılmaz mıyız?
Ruhunuzu yormayacak,
sizi dinlendirecek,
sizi eğlendirecek ve
sorun yerine çözüm olabilecek birisini bulursanız…
İşte ruh ikiziniz o’dur.
Sonuna kadar sahip çıkın ve bırakmayın.
Ruhunuza ve bedeninize iyi bakın.
Sevgilerimle,
Belgin BAYKAL





