Her erkek gibi Selim de evlenecek, eğlenecek kız arayışındaydı.
30 yaşına kadar durulamadı.
Ta ki ailesinin de kabul edeceği, evlilik için uygun görülen
Bahar'la tanışana kadar.
Kısa sürede evlenmeye karar verdiler.
Güzel bir düğün, güzel bir balayı derken, evlilik defteri açıldı.
İlk yıl üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.
Ama zamanla eski özgürlüğünü özlemeye başladı.
Yalanlar, toplantılar, seyahatler derken Bahar'ı kandırmak alışkanlık oldu.
İkinci yılda bir oğulları oldu: Batuhan.
Selim mükemmel bir baba olmuştu.
Bez, biberon, oyuncak… Nereye gitse oğlunu da yanında götürüyordu.
Ancak ihanet devam etti.
Bahar artık yorgundu.
Takip etmekten, şüphelenmekten, çırpınmaktan…
Son bir yıldır evde sadece aynı çatı paylaşılır olmuştu.
Selim'in annesiyle olan gerilim bardağı taşırdı.
"Annem, oğlunun evine giremiyor!"
Selim bu bahaneye sığındı sürekli.
Bahar dayanamayıp ailesini çağırdı.
Boşanmak istiyordu artık.
Selim şaşırdı ama hala gerçekleri görmekten uzaktı.
Bahar'ın babasıyla yapılan konuşmada yine aynı cümleler:
"Annem evimize gelemiyor, ben de gelmek istemiyorum."
Bahar daha fazla dayanamadı:
"Senin sorunun annen değil, sadakatin.
Evine değil dışarıya ait oldun artık."
Bahar, boşanma davasını Selim’in açmasını istiyordu.
İnat başladı.
Ailesi evden gitmedi.
Selim, mutfağa hapsedildi adeta.
Sabah erkenden çıkıyor, gece geç saatte dönüyordu.
Oğlunu bırakıp gitmek istemiyordu.
Ama kendine de itiraf edemediği şey,
‘Aslında bu hayata alışmış olmasıydı.’
Oysa dışarda da huzuru bulamıyordu artık.
Hiçbir ilişki yürümedi.
Bahar’ın sabrı taştığında, ailesiyle ev tutup gitti.
Selim’in hayatı o an çöktü.
O boş evde yalnız başına kala kaldı.
Her zamanki gibi, bir arkadaşını aradı.
“Yolun sonundayım,” dedi.
Arkadaşı, eşyalarını almak bahanesiyle Bahar’ı aramasını önerdi.
Konuşma şaşırtıcıydı.
Bahar hala seviyordu.
Sadece yorulmuştu.
“Sen hiçbir çaba göstermeyince ben yoluma baktım,” dedi.
Selim umutlandı.
Ama işte o klasik ego yine devredeydi.
Arkadaşına dönüp şöyle dedi:
“Bilmem… Kararsızım.”
Arkadaşının cevabı netti:
“Bahar seni terk etmekte haklıymış.
Sadece tek hatası, yeniden dönmeyi düşünmesi olabilir.”
Yine de Bahar’ı ikna etti.
Eve döndü Selim.
Ama gerçekten iyi bir eş olacak mı,
Zaman gösterecek.
Selim bir örnek sadece.
Çok fazla Selim var etrafımızda.
Ne kendini mutlu edebiliyor ne yaşadığı insanları.
Başka hayatları karıştırmaktan ve huzur kaçırmaktan başka
bir işe yaramıyorlar maalesef.
Allah, tüm “Selim zedelerin” yardımcısı olsun.
Sevgilerimle,
Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder