30 Temmuz 2013 Salı

Bir Kadını Mutlu Etmek!









Kadın, doğası gereği korunmaya muhtaç, sevgi ve şefkat peşinde koşan küçük bir kız çocuğudur.
En sert tipli bir kadın bile görseniz, içinde yaşayan küçük kız çocuğunu yaklaşımlarınızla fark edebilirsiniz.
Her kadının bir kırılma noktası vardır.
Kimisi parayı sever, kimisi aşkı,
Kimisi ilgi ve alakayı, kimisi saltanatı.
Kimisi macera peşinde koşan, kimisi durağan hayatı kovalayan.
Burada önemli olan, seçtiğiniz kişiyi ne kadar tanıyorsunuz?
Onun nelerden hoşlandığını biliyor musunuz?
Ya da iki şeyini öğrenip sonra da “Ne kadar zorsun” deyip yaftayı mı yapıştırıyorsunuz.
Bence ikincisi.
Çünkü kendinizi her şeyden daha kıymetli gördüğünüz için bir kadının duyguları, düşünceleri ve talepleri sizi çok ilgilendirmiyor.
En başından onlara bakış açınız, sorunlu ve anlaşılmaz görme şekli.
Oysa ki! Sizi de bir kadın yetiştirdi. 
Gözünüzün önünde her şeyi göre göre anlayarak büyümüş olmanız gerekirken, siz annenizi de kadın olarak değil, sadece ‘anne’ olarak gördünüz.
Onun ihtiyaçları, duymak istedikleri ve istekleri sizin ilgi alanınız olmadı.
O bir anneydi ve görevleri vardı. Onun dışında talepleri olamazdı.
Şartlar böyle olunca, bir kadını anlamak çok da kolay olamaz sizin için.
Kadınların anlaşılmaz görüldüğü noktaların temelinde, çoğunlukla erkeklerin duyarsız davranışları yatar.
En başından farklı yaratılmış iki farklı cinsin anlaşması zaten çok mümkün gözükmez.
Zevkler, hobiler, bakış açıları, yetiştiriliş tarzı ve duygusal semptomları, hepsi farklı!
Böyle olunca, geçim ehli olmak zorundayız.
Yani karşı tarafı anlayıp anlayış göstermek ve yapıcı olmak…
Onun kimliğine girmeden onun ne yaşadıklarını bilemezsiniz.
Kadın olmak! Gerçekten çok zor.
Dışarıdan gözüktüğü gibi rahat bir hayat sizi beklemiyor.
Şimdi “Ne yani bütün suç bizde mi, kadının hiç mi suçu yok” dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız, gerçekten duygularına malik olmayan kadınlar da var, ne istediklerini bilmeyen, ruhları gezgin.
Bir erkeği elde edene kadar on takla atan daha sonra her şeyine takan değişken kadınlar.
Bir gün gezip tozma yanlısıdır, ertesi günü gittiği her yerden şikayetçidir.
Ne yediğini, ne giydiğini beğenir.
Sürekli değişiklik,  sürekli arayış içindedir.
Böyle olunca da bir erkeğe gerçekten o sözü söyletir.
“Bu kadın ne istiyor”
“Ne ile mutlu oluyor”
Bir erkeğe “Ben daha ne yapabilirim” dedirten kadınlardan uzak durmaktan başka çare kalmıyor.
Bırakın kendi huzursuzlukları ve mutsuzluklarıyla savaşsınlar.
Emek vereceğiniz kişiler gerçekten sizin çabanıza değmeli.
Gerisi boşa zaman kaybı olur her iki taraf içinde.
Tüm hem cinslerim bana kızsa da, doğruya doğru.
Her zaman erkekler haksız değil.



Sevgiyle Kalın.
Belgin BAYKAL

Hiç yorum yok:

Konuşmamız Gerek

  Kendime bir hedef koymuştum. 3 tane kitap yazıp zirvede bırakacağım diye.) Aynen de verdiğim sözü tuttum. Yeni bir kitapla tekrar karşınız...